Ünlü Silah Tasarımcıları ve Efsanevi Silahlar
Tarih boyunca silahlar güç, kontrol ve savunma aracı olarak önemli bir rol oynamıştır. İcat edilen her önemli silah dengeleri değiştirmiş, orduların stratejilerini yeniden şekillendirmiş ve hatta medeniyetlerin kaderine yön vermiştir. Bu makalede, ateşli silah tarihine iz bırakan dünyanın en ünlü silah tasarımcıları ile birlikte en önemli silah tasarımlarını inceleyeceğiz. Savaş ve barış arasındaki ince çizgiyi belirleyen bu isimlerin hikayeleri, insanlığın geçmişine ve silah teknolojisinin gelişimine ışık tutmaktadır.
Samuel Colt
Dünyanın en ünlü silah tasarımcıları arasında yer alan Samuel Colt ürettiği silahların ticaretini kendisi yapıyordu. Bu sebeple yaşadığı dönemin en zenginlerinden biriydi. Colt ilk olarak New Jersey’deki Patterson kentinde bir silah fabrikası kurmuştu. Fakat ekonomik sebeplerden dolayı 1842’de fabrikayı kapatmak zorunda kaldı. 1846 yılında Meksika’ya karşı yapılan savaşta Texas ordusu tarafından Colt’a 1000 adet tabanca siparişi verildi. Bu üretim, Eli Whitney’in tesislerinde gerçekleştirildi. Colt silahları bu savaşta kendini kanıtladı ve 1848 yılında Hartford şehrinde yeniden seri üretime başlandı. Colt’a yardımcı olan mühendis Elisha Root üretim tezgahlarının çoğunu kendisi tasarlamıştı. Standart parçalarla üretim metodu sayesinde Colt’un silahları rakiplerine göre daha hızlı ve ekonomik olarak üretiliyordu.

Samuel Colt’u en ünlü silah tasarımcıları arasına sokan icadı, tek dolum yapılarak çok sayıda mermi ateşleyebilen altıpatlar tabancadır. Bu silah Vahşi Batı’nın ve Amerikan İç Savaşı’nın simgesi haline gelmişti. Bu döneme kadar ateşli silahlar sadece ordu ve aristokrat kesim tarafından kullanılmaktaydı. Fakat Colt sayesinde ilk kez ateşli bir silah, halkın satın alabileceği maliyetlere inmiş oldu. ‘Tanrı insanları yarattı, Colt onları eşitledi’ sözü, onun icatlarının dünya tarihindeki önemini göstermektedir.
Eliphalet Remington
ABD’de 1816 yılından beri faaliyette olan Remington şirketi bir demirhane işletmecisi Eliphalet Remington tarafından kurulmuştur. İlk tüfeğini 23 yaşında tasarlayan Remington, 1845’te ABD ordusuna 5000 adet Mississipi model tüfek üretti. 1967 yılında üretilen Remington tüfeği ise en çok kullanılan model oldu. Yaklaşık 200 yıldır ABD’nin en köklü silah üreticilerinden biri olan şirket son zamanlarda ekonomik açıdan zor günler geçirse de varlığını devam ettirmektedir. Remington marka silahlar, avcılık, spor atıcılığı ve askeri alanlarda yaygın olarak kullanılmaktadır.

Richard J. Gatling
Richard Jordan Gatling, insan gücüyle döndürülen bir krank mekanizması sayesinde seri atış yapabilen ilk makineli tüfeğin mucididir. Amerikan İç Savaşı’nda 6 namludan oluşan ve 3000 atım/dk hıza sahip bir silah sisteminin kullanılmasının büyük bir orduya olan ihtiyacı azaltacağı düşüncesiyle bu icat gerçekleştirilmiştir. Bu sayede caydırıcılığın artması, orduya daha az ihtiyaç duyulması ve kayıpların azalması hedeflenmiştir. Ancak silah, savaşların daha da yıkıcı olmasına yol açtı.
Gatling, 1861 yılında bu silahı icat etmeden önce çeşitli yerlerde çalışmış, öğretmenlik ve tüccarlık yapmıştır. Hayatının ilerleyen zamanlarında bisiklet, vidalı pervane, buğday matkabı, kenevir kırma makinesi ve diğer birçok alanda gerçekleştirdiği çalışmalar nedeniyle patentler aldı. Tıp derecesine sahip olmasına rağmen bu alanda ilerlemedi ve kendini ateşli silahlara adadı. Bu sayede Gatling silahını icat ederek Gatling Gun Company’i kurdu.

ABD hükümeti Gatling silahını 1866 yılına kadar satın almadı. 1911 yılında ise bu sistem modası geçmiş olarak ilan edildi. Fakat yıllar sonra Gatling silah sistemi M61 Vulcan modeliyle elektrik ateşlemeli hale getirildi.
Richard J. Gatling’i dünyanın en önemli silah tasarımcıları arasına yerleştiren bu icadı, modern makineli tüfeklerin ve özellikle mini-gun gibi döner namlulu silahların gelişimine ilham vermiştir. Halen savaş uçaklarında ve helikopterlerde taarruz silahı ve gemilerde yakın hava savunma sistemi olarak farklı versiyonlarda kullanılmaktadır.
Benjamin T. Henry
Henry gençliğinde bir silah ustasının yanında çırak olarak çalışmaya başlamıştır. Daha sonra ustabaşı olarak Robbins & Lawrance şirketinde Horace Smith ve Daniel Wesson ile birlikte mükerrer atışlı tüfek projesinde çalışmışlardır.
1854’te Smith ve Wesson yeni bir şirket kurdu ve Oliver Winchester bu şirketin yatırımcısı oldu. Volcanic Arms adındaki bu şirket başarısızlığı sebebiyle daha sonra Winchester tarafından iflasa zorlandı. 1856’da ise Winchester şirketi devralarak üretim tesislerini New Haven şehrine taşıdı. Şirketin adı New Haven Arms olarak değiştirildi ve Henry burada başmühendis olarak işe alındı.

1860 yılında Benjamin Tyler Henry, levyeli mekanizmaya sahip ilk tüfek olan Henry tüfeğini icat etti. .44 kalibre mükerrer atışlı bu tüfek, Amerikan İç Savaşı’nda levyeli mekanizmanın önemini ispatladı. Henry, yaşanan bazı anlaşmazlıklar nedeniyle Winchester’ın şirketinden ayrıldı ve 1898’deki ölümüne kadar bireysel silah ustası olarak çalıştı. Winchester ise Henry tüfeğinin temel tasarımını değiştirip geliştirerek ilk Winchester tüfeği olan Model 1866‘yı üretti.
Daniel B. Wesson
Daniel Baird Wesson, Winchester’ın şirketinden ayrıldıktan sonra Horace Smith ile kurdukları Smith&Wesson şirketiyle çalışmalarına devam etti. Burada değiştirilebilir parçalara, döner şarjöre ve açık silindire sahip bir tabanca üretmek için çalıştılar. Kendi patentleriyle birlikte diğer silah tasarımcıları üzerinden satın alınan patent ve lisansları kullanarak yeni silahlar tasarladılar. Samuel Colt’un tek atışlı ve döner mekanizmalı silahlarından esinlenerek, ilk defa metal kovanlı mühimmat kullanan revolverleri geliştirdiler. O dönemde Buffalo Bill, Wyatt Earp ve Jesse James gibi isimler Smith & Wesson revolverlerini kullandılar.

1800’lerin sonlarında şirket, hala üretimi devam eden horozsuz tabanca serisini tanıttı. Smith, şirketteki hisselerini 1874 yılında 65 yaşındayken Wesson’a sattı ve emekli oldu. 1899’da ise Smith & Wesson, muhtemelen dünyadaki en ünlü tabanca olan .38 Military & Police‘i ortaya çıkardı. Bu tabanca ilk tanıtıldığı günden beri sürekli olarak üretilmektedir. Bu doğrultuda dünya çapında hemen hemen her polis teşkilatı ve askeri güç tarafından kullanılmaktadır.
Benjamin B. Hotchkiss
1826 doğumlu Benjamin Berkeley Hotchkiss, zamanının önde gelen ABD’li ordu donatım mühendislerinden biriydi. İlk çalışmalarını babasının hırdavat atölyesinde yaptı. 1850’lerden itibaren Hartford’da silah tasarımcısı olarak çalışmaya başladı. Bu sırada Colt tabancaları ile Winchester tüfeklerine ilgi duydu. Hotchkiss, Amerikan İç Savaşı’nda yaygın olarak kullanılan yivli toplara yönelik bir dizi mühimmatın patentini aldı.

Amerikan İç Savaşı’ndan sonra ABD hükümeti yeni silahların finansmanına çok fazla destek vermedi. Bunun üzerine Hotchkiss 1867’de Fransa’da ordu donatım fabrikaları kurdu. Bu sıralarda Hotchkiss olarak bilinen döner namlulu bir makineli tüfek geliştirdi. Silah, en büyüğü denizcilikte kullanılmak üzere tasarlanmış olan 37-57 mm arası dört kalibrede üretildi.
Paul Mauser
Dünyanın en önemli silah tasarımcıları arasında yer alan 1838 Almanya doğumlu Paul Mauser, kardeşi Wilhelm Mauser ile birlikte, Mauser tüfek ve tabanca serisinin ilki olan Mauser Model 1871 tüfeğini tasarlamıştır. Wilhelm fabrikanın idari işlerini yönetirken Paul ise teknik konularla ilgilenmiştir. Paul Mauser, modern mekanizmalı (bolt-action) tüfek sistemlerinin babası olarak kabul edilmektedir.
Paul Mauser, sürgülü tüfek tasarımına önemli katkılar sağladı ve çeşitli sürgülü tüfek konseptlerini başarıyla birleştirdi. Model 1889 ile başlayan sürgülü tüfek serisi Gewehr 98 ve Karabiner 98k tüfek serileriyle devam etti. Paul Mauser, tüfeklerin yanı sıra tabancalar da geliştirdi. Mauser tarafından tasarlanan ilk tabanca C78, ilk yarı otomatik tabanca ise C96’dır. Mauser tarafından dünyanın dört bir yanına yapılan teslimatlar Mauser isminin kaliteyle anılmasına yardımcı olmuştur. Gewehr 98 tüfeği, 5 Nisan 1898’de Kaiser Wilhelm II tarafından da bizzat övülmüştür.

Mauser’in ölümünden kısa bir süre sonra başlayan I. Dünya Savaşı’nda Mauser tüfekleri savaşın en etkili silahlarından biri olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu da Alman Mauser Model 1871 tüfeklerini kullanmıştır. Hatta bu tüfekler Cumhuriyet döneminde de bir süre hizmette kalmıştır.
Ferdinand Mannlicher
1848 doğumlu Ferdinand Ritter von Mannlicher Avusturyalı bir mühendis ve hafif silah tasarımcısıydı. Mannlicher’ın silah teknolojisine ve tüfeklere ilgisi Avusturya’nın 1866 Königgrätz Muharebesi’ndeki yenilgisiyle alevlenmiştir. Diğer mucitlerin döner beslemeli şarjörler için prototip tasarımlarında iyileştirmeler yapmıştır. Ayrıca Otto Schönauer ile birlikte, mükemmel bir döner şarjör tasarımına sahip Mannlicher-Schönauer tüfeğinin patentini almıştır.
Mannlicher’i en önemli silah tasarımcıları arasına sokan başarısı, yeni bir şarjör yükleme sistemini geliştirmesi oldu. Daha önce kullanılan tek tek doldurma sistemlerine kıyasla, Mannlicher’in şarjörleri hızlı ve pratik bir şekilde doldurulabiliyordu.

1878’de Mannlicher, Steyr Mannlicher adı altında Avrupa’nın en büyük silah üreticilerinden biri haline geldi. 1883’te Mannlicher, 11 mm Werndl’ı ateşleyen otomatik bir tüfek geliştirmeye başladı. Ayrıca 1890’larda birçok yenilikçi yarı otomatik tabanca tasarladı. Osmanlı İmparatorluğu envanetinde de bulunan Mannlicher M1895 modeli, 1. ve 2. dünya savaşlarında yaygın olarak kullanıldı.
John M. Browning
İlk silahını 13 yaşında tasarlayan Browning, savaş tarihini değiştiren silah icatlarına imza attı. Dünyanın en iyi silah tasarımcıları arasında yer alan Browning, silah tasarımında yenilikçi bir yaklaşım benimseyerek manuel doldurma yerine daha hızlı ve otomatik mekanizmalar üzerinde çalıştı. 128 adet patente sahip olan John Moses Browning, Winchester ve Colt için de silahlar tasarladı.
Browning’in birçok tasarımını satın alan Winchester şirketi tüfekleri üretime soktu. Model 1894, dünyanın en çok üretilen lever-action tüfeklerinden biri oldu. Fakat, Browning artık Winchester’a sadece tasarımlarını satmak istemiyor, telif hakkı almak istiyordu. Ancak Winchester bu fikre karşı çıktı. Bunun üzerine Browning, diğer silah üreticileriyle çalışmaya başladı.

Colt Firearms ile çalışmaya başlayan Browning tarihin en ünlü yarı otomatik tabancası Colt 1911‘i tasarladı. Bu tabanca 1911 yılında ABD ordusunun resmi hizmet tabancası oldu. 1. Dünya Savaşı yıllarında, yarı otomatik ve tam otomatik modları olan Browning otomatik tüfeği (BAR) geliştirdi. Bu silah 2. Dünya Savaşı ve Kore Savaşı’nda da kullanıldı. 1921 yılında geliştirdiği .50 kalibre Browning M2, dünyanın en güçlü makineli tüfeklerinden biri oldu. Dünyanın ilk yarı otomatik av tüfeği Auto-5 ve ilk 13 mermi kapasiteli 9 mm tabancası Hi-Power Pistol (FN GP35) da yine Browning’in en önemli tasarımları arasında yer aldı.
John Garand
John Garand gençliğinde Kanadalı bir tamirciydi. Ayrıca hobi olarak da silah tasarımına meraklıydı. Bu merak sayesinde dünyanın ilk yarı otomatik makineli tüfeği olan M1 Garand’ı icat etti.
M1 yoğun olarak 2. Dünya Savaşı ve Kore Savaşı’nda kullanılmıştır. Ayrıca Vietnam Savaşı’nda önemli rol üstlendi. 30 kalibre mermi kullanan M1, 1936 yılında ABD envanterine girdi ve M1903’lerin yerini aldı. 1958 yılında ise M1’ler daha gelişmiş bir versiyon olan ve Springfield Armory tarafından üretilen M14’ler ile değiştirildi. M14, M16 ve diğer modern piyade tüfekleri Garand’ın tasarım prensiplerinden ilham aldı.

John Garand tarafından geliştirilen M1 Garand tüfekleri, 2. Dünya Savaşı’nda Amerikalılara savaşı kazandıran en önemli silah olmuştur. Almanlardaki sürgülü Kar 98K tüfeklerinin her atış sonrasında sürgüsü çekilerek boş kovanın çıkartılması gerekiyordu. Fakat Amerikalılar art arda 8 adet mermi ateşleyebiliyorlardı. Bu özellik, o dönemlerde savaş kazandırmaya yarayacak büyük bir kabiliyetti.
William B. Ruger
ABD’li William Batterman Ruger bir silah tasarımcısı ve girişimcidir. 1938 yılında gerçekleştirdiği tasarımlar sayesinde ABD ordusu onu Springfield Armory’de tasarımcı olarak işe almıştır. 1949 yılında Alexander McCormick Sturm ile kurduğu Sturm, Ruger & Co.’da tasarladığı ilk ürün olan Ruger Standard, ABD’deki en popüler .22 kalibre tabanca olmuştur. Şirket kurulduktan 2 yıl sonra Sturm vefat etmiştir. Fakat Ruger, şirketini silah üretiminde dünya çapında öne çıkarmaya devam etti. Bu sayede Sturm, Ruger & Company ABD’deki en büyük ateşli silah üreticisi haline geldi.

Ruger, pahalı silahlara alternatif olarak güvenilir ve ekonomik silahlar üretti. İlk günden beri yeniliğe ve güvenliğe önem veriyordu. O yalnızca en iyi silah tasarımcıları arasında yer alan bir mühendis değil, aynı zamanda yetenekli bir silah üreticisi ve pazarlamacısıydı. Ruger tasarlama, mühendislik, üretim ve pazarlama disiplinlerinde Samuel Colt’tan bu yana en iyisiydi. Bu durumu 1975’te, yılın Üstün Amerikan Tabanca Ödülünü alarak tescilledi. 20. yüzyılda hiç kimse bu alanda bu kadar net bir şekilde hakimiyet kuramamıştı.
Mikhail Kalashnikov
AK-47 ismi, Avtomat Kalaşnikova adının baş harflerini ve ilk üretildiği yıl olan 1947’yi temsil etmektedir. M1 Garand ve StG 44’ün en üstün özelliklerinin bir araya getirildiği otomatik bir tüfektir. Yaklaşık 55 ülkenin orduları tarafından kullanılan ve 100 milyondan fazla üretilen AK-47, Mozambik gibi bazı ülkelerin bayraklarında sembol olarak yer almıştır. En zorlu iklim koşullarında etkili vuruş gücünden ödün vermemesi, hemen hemen hiçbir şartta tutukluk yapmaması ve ucuz olması sebebiyle tercih edilmektedir.
Hayattaki tek isteğinin bu gezegende barış ve mutluluğu görmek olduğunu belirten Mikhail Kalashnikov, tasarladığı AK-47 ile ölen çok sayıda insana karşı sorumluluk kabul etmediğini, silah icat etmek yerine tarım makinesi tasarlamayı tercih edeceğini fakat Sovyetler Birliği’ni Nazi işgalinden koruması gerektiğini söylemiştir. Ek olarak bu silahın özgürlükle eş anlamlı olmasından gurur duyduğunu da beyan etmiştir.

AK-47, 1948 yılında Kızıl Ordu’nun ana piyade tüfeği oldu. Yine 1948 yılında Kalashnikov’a Stalin Ödülü verildi ve Sosyalizm Kahramanı ilan edildi. Daha sonra korgeneralliğe terfi etti. Son yıllarında Izhmash fabrikalarında Kalashnikov tasarımlarına devam etti.
Geçirdiği mide kanaması sebebiyle vefat eden Kalashnikov, ölmeden önce bir mektup yazmıştır. Mektupta, tasarladığı silahların neden olduğu ölümlerden kendisinin sorumlu olup olmadığı konusunda manevi acı yaşadığını belirtmiştir.
Eugene M. Stoner
2. Dünya Savaşı’nın ardından M1 Garand’ın yerine geçmesi amacıyla ABD ordusu tarafından bir silah tasarımı yarışması duyuruldu. Yarışmanın en önemli koşulu, silahın NATO 7.62 x 51 mm kartuşlarının yeni modeline uyumlu olmasıydı. 1956 yılında Eugene Morrison Stoner‘ın başmühendis olarak görev yaptığı ArmaLite tarafından tasarlanan AR-10 modeli ergonomik, hafif ve oldukça kararlı bir silahtı. Öyle ki, prototipi test eden uzmanlar AR-10’un test edilen en iyi otomatik silah olduğunu belirtiyorlardı. Ancak ABD ordusu, AR-10 yerine daha geleneksel ve ağır olan M14 tüfeğini tercih etti.

Stoner’ı dünyanın en ünlü silah tasarımcıları arasına sokan tüfek ise ArmaLite AR-15 oldu. 1957 yılında ABD ordusunun talebi üzerine AR-10 modeli ArmaLite tarafından geliştirilerek AR-15 silahı elde edildi. AR-15, 5.56 x 45mm NATO mühimmatı kullanıyordu ve daha az geri tepmeye sahipti. En büyük avantajları, hızlı ve seri ateş edebilmesi, hafif olması ve askerlere daha fazla mühimmat taşıma imkanı sunmasıydı.
Silahın üretim haklarının Colt firmasına satılması sonrasında AR-15’in seri üretimi başladı. ABD ordusu, Vietnam Savaşı’nda AR-15’i test etti ve etkili olduğunu kanıtladı. 1963 yılında ise Stoner’ın tasarımı modifiye edilerek M16 modeli tasarlandı ve M16, ABD ordusu için ana silah haline geldi.

Stoner, Colt’tan ayrıldıktan sonra Oerlikon tarafından üretilen KBA 25 mm Bushmaster otomatik topunu geliştirdi. Ayrıca ABD donanmasında kullanılan keskin nişancı tüfeği olan Stoner Rifle-25 (SR-25)’i Knight’s Armament Company bünyesinde tasarladı. Stoner’ın AR-15 platformu, modülerliği sayesinde kolayca özelleştirilebilen bir sistem sundu. Bugün ABD ordusunun standart piyade tüfeği olarak kullandığı M4 Karabina, Stoner’ın tasarımlarına dayanılarak üretilmiştir.
Gaston Glock
Glock şirketinin kurucusu Avusturyalı mühendis Gaston Glock, 1982 yılında dünyanın en ünlü silahlarından biri olan Glock modelinin üretimini gerçekleştirmiştir. Glock, 1960’lı yıllarda perde çubukları ve Avusturya ordusu için bıçak üretimiyle işe başlamıştır. 52 yaşına kadar silah üretiminde yer almamıştır. İlk ürettiği tabanca, tasarımı 1 yıl süren ve 1981’de patent başvurusu yapılan Glock 17 modelidir. Glock, polimer çerçeveli, kısa geri tepmeli ve yarı otomatik bir tabancadır. Gaston Glock’un gelişmiş sentetik polimerler konusunda deneyimli olması şirketin ticari olarak başarılı, ilk polimer çerçeveli tabanca serisini tasarlamasında etkili oldu. Ayrıca Glock, silah endüstrisine metal silah parçaları için korozyon önleyici bir yüzey işlemi olarak ferritik nitrokarbürlemeyi tanıttı.
Glock, Avusturya Ordusu’nun planlanan tedariki doğrultusunda Glock 17’yi geliştirmiştir. Sentetik malzemelerden ve modern üretim teknolojilerinden kapsamlı bir şekilde yararlanması sayesinde Glock 17 uygun maliyetli bir aday haline gelmiştir. Düşük parça sayısı (34 adet) ve 17+1 kapasiteli şarjör de yenilikçi özellikler olarak silahın tasarımında yer almıştır. Yapılan testlerde de Glock 17, diğer aday tabancalara göre çok daha iyi bir performans göstermiştir. Bu aday tabancaların üreticileri arasında Alman Heckler&Koch, İsviçreli Sig Sauer, İtalyan Beretta, Belçikalı FN, İngiliz Browning ve Avusturyalı Steyr Mannlicher de vardı.

Glock 17, 1985 yılında Norveç’te P80 olarak ve 1988’de İsveç’te Pistol 88 olarak hizmete alındı. Ayrıca tüm NATO dayanıklılık testlerini geçen silaha 1005-25-133-6775 şeklinde NATO stok numarası verildi. 2013’ten itibaren İngiliz Silahlı Kuvvetleri, ağırlığı ve güvenliğiyle ilgili endişeler nedeniyle Browning Hi-Power tabancasını Glock 17 ile değiştirmeye başladı. İngilizler Beretta, FN, Heckler&Koch, Sig Sauer, Smith&Wesson ve Steyr gibi şirketlerin tabancası yerine Glock 17 Gen 4‘ü tercih etti. Fransız Silahlı Kuvvetleri de 2020’de tabancalarını, özel üretim Glock 17 Gen 5 modelleriyle değiştirmeye başladı.