Roket ve Füze Arasındaki Farklar Nelerdir ?
Teknolojideki gelişmeler insanoğlunu her zaman şaşırtmış ve evreni daha iyi anlamamıza yardımcı olmuştur. Özellikle uzay ve savunma sanayi alanlarındaki gelişmeler son dönemlerde oldukça popüler. Bu gelişmeler sayesinde savunma sanayii alanında ve uzayın keşfinde bize yardımcı olan pek çok cihaz geliştirildi. Tabi ki kısa sürede ortaya çıkan pek çok yeni cihaz kafa karışıklıklarını da beraberinde getirdi. Bu da literatürdeki bazı terimlerin karıştırılmasına, farklı terimlerin aynı anlamda kullanılmasına neden oldu. Savunma ve uzay sektöründe şu ana kadar bilinen en yaygın hatalı kullanımlardan biri ise füze ve roket konusunda yaşanmaktadır. Yapıları aynı gibi görünse de çalışma şekli ve uygulama alanları bakımından farklılık göstermektedirler. Peki roket ve füze nedir? Roket ve füze arasındaki farklar nelerdir? Gelin birlikte inceleyelim.
Roket Nedir?
Füze gibi görünseler de roketler teknolojik olarak onlardan daha basittir. Bu nedenle füzelerden çok daha önce geliştirilmiştir. Roketlerin ilk kullanımı ortaçağ Çin’inde 13. yüzyılda gerçekleşti. Çinliler ayrıca çok fırlatmalı roket sistemlerinin ilk formlarını da geliştirmişlerdir. Bunlar, patlayıcı barut yığınlarıyla harekete geçen çok sayıda ok içeren ilkel ahşap fırlatıcılardı.
İlk roket teknolojisinin Avrupa’ya yayılması ise Moğollar aracılığıyla oldu. Burada bir tür yangın çıkaran silah olarak kuşatmalarda kullanıldı. 13. yüzyıldaki ilk roket formlarının aksine bu roketler çok daha gelişmiş versiyonlardı. Bambu veya mukavva yerine yanıcı ve patlayıcı maddelerle dolu demir borulardan oluşuyorlardı. Daha önceki varyantlardan daha ağır olmalarına rağmen daha fazla itki kuvvetine sahiplerdi. Dolayısıyla 2.400 metre gibi çok daha uzun bir menzile ulaşıyorlardı.
Modern Roketler
Modern roket tasarımı esas olarak itici gazla dolu uzun metalik roket tüplerinin, daha küçük roketlerle dolu uzun metalik fırlatıcılarla değiştirilmesinden oluşuyordu. Amerikan bazuka, İngiliz PIAT ve Alman Panzerfaust gibi 2. Dünya Savaşı’nın ilk tanksavar roketatarlarının arkasındaki ana konsept budur. Daha yeni bir muadili, benzer bir şekilde çalışan AT4‘tür.

Esasen roketler, NASA’ya ait uzay roketleri veya tanksavar roketleri olsun, momentum kullanarak çalışırlar. Yani, ürettikleri itmenin momentumu, onların havada ilerlemesini sağlar. Bu itme, ilk roketlerdeki barut gibi reaktif bir yakıt olan itici gazdan veya bir fırlatıcıdaki tetiğin ateşlediği nitrogliserinden gelir. Fırlatıcıdan ayrıldığında, roketin şekli hava direncini azaltmak üzere tasarlanmıştır. Böylelikle roket mümkün olduğunca kusursuz ve öngörülebilir bir yörüngede seyahat etmektedir. Bu da roketin amaçlanan hedefi yok etmesi açısından çok önemli bir özellik.
Roketin tepesindeki başlık hedefe çarptığında patlar. Alternatif olarak dahili bir ateşleme fitili belli bir süre sonunda başlığı patlatır. Örneğin 5 saniyelik sürenin sonunda patlama gerçekleşebilir. İtici (yakıt), ateşleme esnasında bir geri patlamaya da neden olduğundan roketi ateşleyen kişi ve yanındakiler için de tehlikelidir. Bu sebeple kullanıcı, olası yaralanmaları önlemek için dikkatli olmalı ve doğru pozisyon almalıdır.
Füze Nedir?
Roketlere çok benzeseler de füzeler roketlerin teknolojik olarak bir üst aşamasıdır. Roketler gibi hedeflerine ulaşmak için sevk yakıtı ve itki kuvvetini kullanırlar. Yine roketlere benzer şekilde patlayıcı başlıklara sahiptirler. Ancak aralarında önemli bir fark vardır. Roketlerin başarısı doğru hedef almaya dayanır. Ancak her bir füzenin kendine ait bir güdüm sistemi vardır. Uzun mesafelerdeki karmaşık uçuş yolları, füzelerin daha büyük kanatlara ve aerodinamik dış unsurlara sahip olma eğiliminde olduğu anlamına gelir.
Ortaçağ Çin’inde Huolongchushui olarak bilinen erken bir roket formu vardı. Bu silah, modern balistik füzelerin atasına benzetilmiştir. Bununla birlikte, Huolongchushui’nin bir yönlendirme sistemi olmadığından modern bir füzeden ziyade iki aşamalı bir rokete benziyordu. Füze tanımına uyan ilk tasarımların her ikisi de Nazi Almanyası tarafından ortaya konmuştur. Bunlar Londra’ya ve diğer hedeflere ateşlenen V-1 flying bomb ve yanlış isimlendirilen V-2 roketidir.
V-1‘in yönlendirme sistemi onu düz bir uçuş yolunda tutmak, hava direncine veya rüzgara karşı koymak için tasarlanmış iki jiroskoptan oluşuyordu. V-1 tasarımı ayrıca yön ve irtifa korumasına yardımcı olmak için dahili pusulalara ve barometrik cihazlara sahipti.
V-2 tasarımı da benzer şekilde çalışan güdüm sistemlerine ve ilaveten hızlarını kontrol eden ivmeölçerlere sahipti. Her iki füze de önceden programlanmış zamanda motorlarını durduran ve hedef bölgelerine etkin bir şekilde dalış yapmalarını sağlayan teknolojilere sahipti. Modern füzeler, İkinci Dünya Savaşı döneminden kalma öncüllerinden çok daha küçük tasarımlara sahiptir. NLAW ve Javelin gibi sistemleri buna örnek olarak gösterebiliriz.
Modern Füzeler
Füzelerin hedefe ulaşırken izlenen uçuş yolunda roketlere göre belirgin farklar vardır. AT4 fırlatıcıdan ateşlenen roket, amaçlanan hedefe doğru sürekli bir yörüngede hareket eder. Javelin veya NLAW sistemlerinden fırlatılan füzeler ise önce hedeflerine yönelir. Daha sonra yukarı tırmanarak yön değiştirir. Nihayetinde aşağı doğru bir yay çizerek hedefi imha eder.

Her iki silah sistemi de hedefe doğru hareket etmek ve vurmak üzere tasarlanmıştır. Ancak bunu hedefin (genellikle tankların) üzerine, yani tepesine doğru hareket ederek yaparlar. Bunun nedeni tank zırhının üst kısımda aracın ön veya yan taraflarında olduğundan daha zayıf olmasıdır. Bu da tanksavar füzelerini AT4 gibi roket sistemlerinden daha ölümcül yapan bir özelliktir.

Farklı boyutlarda füzeler olduğu gibi farklı tür güdüm sistemleri kullanan füzeler de mevcuttur. Örneğin ısı güdümlü sistemler, savaş uçaklarının birbirlerini vurmak için kullandıkları havadan havaya füzelerdir. Lazer güdümlü sistemler ve uydu sistemleri de seyir füzeleri tarafından kullanılmaktadır. Kıtalararası balistik füzeler (ICBM) roket teknolojisinde olduğu gibi yakıtı uçmak için bir itici ve uçuşta kalmak için momentum kaynağı olarak kullanır. Yerçekimi füzeyi hedefine indirmeden önce, yönlendirme bir uydu tarafından sağlanabilmektedir.
Roket ve Füze Arasındaki Farklar
Roketlerin ortaçağda yangın çıkaran kuşatma silahlarından, günümüzün omuzdan ateşlenen tanksavar silahlarına kadar uzun bir geçmişi vardır. Bombalardan farklı olarak kendi itki kuvvetleri vardır.
Roketler, füzelerden farklı olarak onları amaçlanan hedeflere yönlendirmeye yardımcı olacak herhangi bir iç güdüm sistemine sahip değildirler. Füzeler daha yeni bir teknolojidir ve ilk versiyonları 2. Dünya Savaşı’na dayanır. Her ikisi de anti-tank silahları olarak kullanılmaktadır. Bir roket hedef alarak ateşlenirken bir füze hedefe kilitlenerek uygun açıyla hedefi imha eder. Torpidoların da nihai olarak yönlendirilebilir füzeler olduğunu belirtelim.

Ayrıca roketler diğer sistemlerle birlikte uzay araçlarını, uzay araştırmaları kapsamında gerekli yörüngelere taşır. Bu kullanım yönüyle füzelerden tamamıyla farklıdırlar.
İlginizi Çekecek İçerik: ‘Atmaca Gemisavar Füzesi ve Rakipleri Arasındaki Farklar‘
teşekkür ederiz.