Sürdürülebilirlik Nedir? Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Nelerdir?
Sürdürülebilirlik kavramı, uzun vadede sadece girdilere güvenerek doğal ve temiz enerji kaynaklarından faydalanma anlamına gelir. Bu yaklaşım, ihtiyaçları karşılamak için mevcut kaynakları kullanmanın yanı sıra gelecek nesillerin ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurmayı amaçlar.
Sürdürülebilirlik kavramının aslında tarih boyunca farklı zamanlarda ve farklı bağlamlarda ortaya çıktığı görülmektedir. Ancak modern anlamda sürdürülebilirlik, çevresel endişelerin ve doğal kaynakların tükenme riskinin daha geniş bir toplumsal farkındalık kazanmasıyla öne çıkmıştır. İkinci Dünya Savaşı sonrası sanayileşme, doğal kaynakların aşırı kullanımına ve çevresel sorunlara yol açmıştır. Bu durum, sürdürülebilirlik kavramının daha geniş bir perspektifle ele alınmasına sebep olmuştur.
Sürdürülebilirlik konusunda yapılan çalışmalar arasında çevresel etkilerin azaltılması, doğal kaynakların etkin kullanımı, atık yönetimi, enerji verimliliği, toplumsal adalet, eğitim, sağlık gibi sosyal konuların ele alınması gibi birçok başlık bulunmaktadır. Ayrıca sürdürülebilirlik, iş dünyasında ve endüstriyel faaliyetlerde de önemli bir konu haline gelmiştir. Şirketlerin sürdürülebilirlik stratejileri geliştirmelerine, çevre dostu uygulamaları benimsemelerine öncülük etmiştir.
Sürdürülebilirlik Kavramı ve Önemi
Sürdürülebilirlik, günümüzde sadece çevre meselesi olarak tanımlanan bir kavram değildir. Aynı zamanda ekonomik ve sosyal boyutlarıyla bir bütün olarak ele alınan kapsamlı bir yaklaşımdır. Temelde, mevcut nesillerin ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılan kaynakları, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yönetme çabasıdır. Bu yaklaşım, çevresel dengeyi sağlamanın yanı sıra toplumsal adaleti ve ekonomik refahı da içermektedir.
Sürdürülebilirlik kavramının kökeni, doğal kaynakların aşırı kullanımının ve çevresel sorunların artmasının sonucunda oluşan endişelere dayanmaktadır. Sanayileşme ve küreselleşme süreçleri, insanlık için hızlı bir kalkınma ve ilerleme getirmiştir. Fakat doğanın dengesini ciddi şekilde tehdit etmiştir. Bu durum, gelecek nesillere kalacak bir dünya sorumluluğunu gündeme getirmiştir.

Modern sürdürülebilirlik anlayışı, özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısında, çeşitli disiplinlerin etkileşimiyle ortaya çıkmıştır. Ekonomi, çevre bilimleri ve sosyal bilimler gibi farklı alanlardan gelen uzmanların işbirliği, sürdürülebilirlik kavramını çok boyutlu bir perspektifle ele almamıza olanak sağlamıştır. Bu kapsamlı yaklaşım, sadece kaynakları etkin bir şekilde kullanmayı değil, aynı zamanda toplumların ve ekonominin sürdürülebilir bir geleceğe yönlendirilmesini de amaçlar.
Sürdürülebilirliğin Kökeninden Günümüze Yolculuk
Sürdürülebilirlik kavramının tarihsel evrimi, insanlığın doğayla olan ilişkisinin ve kaynakların kullanımının biçimlenmesindeki değişimlere dayanır. İnsanoğlu, tarih boyunca doğal kaynakları kullanarak kendi varlığını sürdürmeye çalışmıştır. Fakat bu kaynakların sınırsız olmadığını ve yönetilmesi gerektiğini anlama süreci uzun bir zaman almıştır.
Geleneksel Toplumlar ve Doğayla Bütünleşme (M.Ö.10.000-M.S.1800): İlk toplumlar doğayla iç içe yaşayarak, kaynakları dengeli bir şekilde kullanma eğilimindeydiler. Tarımın gelişimiyle birlikte insanlar, doğanın dengesini korumak ve bereketli toprakları kullanmak konusunda bilgi sahibi oldular.
Sanayi Devrimi ve Kaynakların Hızlı Kullanımı (18.Yüzyıl): Sanayi Devrimi, teknolojik ve endüstriyel ilerlemelerle birlikte hızlı bir ekonomik büyümeyi getirdi. Ancak bu dönemde doğal kaynakların aşırı kullanımı ve çevresel sorunlar artmaya başladı. Bu sebeple insanlar, kaynakların sınırlı olduğunu ve dikkatli şekilde yönetilmesi gerektiğini fark etti.
Çevresel Hareketler ve Ekolojik Bilinçlenme (20.Yüzyıl): 20.yüzyılda çevre sorunlarına dikkat çeken çeşitli hareketler ortaya çıktı. Rachel Carson’ın “Sessiz Bahar” kitabı, çevre kirliliği konusunda geniş bir farkındalık yarattı. Ek olarak bu dönemde, ekolojik bilinç arttıkça, sürdürülebilirlik kavramı daha geniş bir perspektifle ele alınmaya başlandı.
Birleşmiş Milletler ve Sürdürülebilir Kalkınma (1980’ler-Günümüz): 1987’de Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Komisyonu’nun (UNCED) yayımladığı Brundtland Raporu, sürdürülebilir kalkınma kavramını resmi olarak tanıttı. Rapora göre, “bugünün ihtiyaçlarını karşılamak, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri fırsatları tehlikeye atmadan” gerçekleştirilmelidir.
Küresel Anlaşmalar ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (2000’ler-Günümüz): 2000’lerden itibaren, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ni belirleyerek küresel düzeyde sürdürülebilirlik çabalarını koordine etmeye odaklanmıştır. 2015’te kabul edilen ve 2030’a kadar olan dönemi kapsayan bu sistem yoksulluğun azaltılması, eşitsizliklerin giderilmesi, iklim eylemi gibi konularda toplu bir çaba gerektiren hedefleri içermektedir.
Bu tarihsel yolculuk, sürdürülebilirlik kavramının evrimini göstermektedir. Ayrıca insanlığın doğayla uyumlu bir şekilde varlığını sürdürme konusundaki zorunluluğunu vurgular. Bugün, geçmişteki deneyimlerden çıkardığımız derslerle şekillenen sürdürülebilirlik çabaları, dünyamızı gelecek nesillere sürdürülebilir bir şekilde bırakma hedefini taşımaktadır.
Sürdürülebilirlik Boyutları: Çevresel, Ekonomik ve Sosyal Perspektifler
Sürdürülebilirlik, geniş bir perspektife sahip çok boyutlu bir kavramdır. Çevresel, ekonomik ve sosyal boyutlar, sürdürülebilirlik kavramının temel unsurlarıdır.

- Çevresel Boyut: Çevresel sürdürülebilirlik, doğal kaynakların korunması, ekosistemlerin denge içinde tutulması ve çevresel kirliliğin azaltılması gibi konuları içerir. Buna göre iklim değişikliği, biyoçeşitlilik kaybı, su ve enerji kullanımı gibi çevresel sorunlarla mücadele temel hedeftir. Sürdürülebilirlik kavramına uygun çevre politikaları ve uygulamaları, doğanın kaynaklarını dikkatli bir şekilde yöneterek gelecek nesillere sağlıklı bir çevre bırakmayı hedefler.
- Ekonomik Boyut: Ekonomik sürdürülebilirlik, kaynakların etkin bir şekilde kullanılması, ekonomik büyümenin adil bir şekilde dağıtılması ve yoksulluğun azaltılması üzerine odaklanır. Aynı zamanda adil ticaret uygulamalarını da teşvik eder. Ayrıca işletmelerin çevresel ve sosyal etkilerini değerlendirerek sürdürülebilirlik stratejileri geliştirmelerini sağlar.
- Sosyal Boyut: Sosyal sürdürülebilirlik, toplumların refahını artırmayı, eşitsizlikleri azaltmayı ve toplumsal adaleti sağlamayı amaçlar. Sağlık, eğitim, iş güvencesi, cinsiyet eşitliği ve kültürel çeşitlilik gibi konular sosyal sürdürülebilirlik çerçevesindedir. Ek olarak toplumsal sorumluluk projelerini teşvik etmeyi içerir.
Çevresel, ekonomik ve sosyal boyutlar birbirine sıkıca bağlıdır. Yani birinin ihmal edilmesi diğerlerini olumsuz etkiler. Bu nedenle, sürdürülebilirlik çabalarında entegrasyon ve eşgüdüm önemlidir. Bu entegrasyon, sürdürülebilirlik hedeflerinin kapsamlı bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlar.
Sürdürülebilirlik, çevresel, ekonomik ve sosyal boyutları bir araya getirerek bütüncül bir bakış sunar. Bu çok boyutlu perspektif, dünyamızın kaynaklarını koruma, ekonomik refahı artırma ve toplumların yaşam kalitesini yükseltme amacını taşıyan hedeflere ulaşmada rehberlik eder.
Sürdürülebilirlik Çalışmaları: Çevresel, Ekonomik ve Sosyal İleriye Dönük Adımlar
Sürdürülebilirlik çalışmaları, çeşitli sektörlerde ve düzeylerde gerçekleştirilen çabaları içerir. Bu çalışmalar, çevresel, ekonomik ve sosyal alanlarda ileriye dönük adımlar atmayı amaçlar. Genellikle yerel, ulusal ve küresel düzeyde birçok paydaşın katılımını gerektirir.

Çevresel Sürdürülebilirlik Çalışmaları
Enerji Verimliliği ve Temiz Enerji Kullanımı: Şirketler, endüstriler ve ülkeler, enerji tüketimini azaltma ve temiz enerji kaynaklarına geçiş yapma çabalarını artırıyor. Temiz enerji projeleri ve enerji verimliliği stratejileri, çevresel etkileri azaltmayı hedefler. Temiz enerji kullanımına yönelik en önemli konulardan biri elektrikli araçların kullanılmaya başlanmasıdır. Bu sebeple ‘Dünya Fosil Yakıtlı Araçları Kullanmaktan Vazgeçiyor’ demek mümkün müdür?
Ayrıca, Avrupa Komisyonu tarafından yayımlanan Fit For 55 Paketi, Yeşil Mutabakat kapsamında iklim, ulaşım, enerji, arazi kullanımı ve vergilendirme işlemlerini %55 emisyon azaltımı hedefine uygun hale getirmeyi hedeflemektedir. Fit For 55 Paketi içerisinde buluna hedefleri incelemek için ‘Fit For 55 Paketi ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’ başlıklı makalemize göz atabilirsiniz.
Atık Yönetimi ve Döngüsel Ekonomi: Atık azaltma, geri dönüşüm ve döngüsel ekonomi prensipleri, doğal kaynakların etkin bir şekilde kullanılmasını ve atıkların çevresel etkilerini en aza indirme amacını taşır.
İklim Değişikliğiyle Mücadele: Kurumlar ve devletler, karbon ayak izlerini azaltmak, iklim değişikliği ile mücadele etmek ve sürdürülebilirlik açısından uygun tarım uygulamalarını teşvik etmek için çeşitli projeleri destekler.
Ekonomik Sürdürülebilirlik Çalışmaları
Adil Ticaret Uygulamaları: Şirketler, tedarik zinciri boyunca adil ticaret uygulamalarını benimseyerek, üreticilere adil fiyatlar ödemeyi ve sosyal sorumluluklarına odaklanmayı amaçlar.
Yeşil Finans ve Sürdürülebilir Yatırımlar: Bankalar, finans kurumları ve yatırımcılar, çevresel ve sosyal etkileri değerlendiren, sürdürülebilirlik kriterlerini içeren yatırım ve kredi politikalarını benimsemektedir.
Sürdürülebilir İş Modelleri: Şirketler, sürdürülebilir iş modellerini benimseyerek hem çevresel hem de ekonomik kazanç elde etmeyi hedefler. Paydaş değerini artırmaya odaklanan şirketler, uzun vadeli başarı için bu türde iş stratejilerini benimser.
Sosyal Sürdürülebilirlik Çalışmaları
Toplumsal Adalet ve Eşitlik: Sürdürülebilirlik çalışmaları, toplumsal adaleti ve eşitliği destekleyerek, fırsat eşitliği, cinsiyet eşitliği ve sosyal adalet gibi konularda çeşitli projeleri içerir.
Eğitim ve Sağlık Projeleri: Sürdürülebilirlik, eğitim ve sağlık alanındaki projeleri destekleyerek toplumların insan sermayesini güçlendirmeyi ve daha sürdürülebilir bir gelecek inşa etmeyi amaçlar.
Toplumsal Sorumluluk Projeleri: Şirketler, kurumlar ve bireyler, çeşitli toplumsal sorumluluk projelerine yatırım yaparak toplumları desteklemeyi ve sürdürülebilir bir toplum vizyonuna katkıda bulunmayı amaçlar.
Sürdürülebilirlik çalışmaları, çevresel, ekonomik ve sosyal boyutları entegre ederek bütüncül bir yaklaşım benimser. Bu çalışmalar, sadece mevcut nesillerin ihtiyaçlarını karşılamakla kalmaz. Aynı zamanda gelecek nesillere daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir dünya bırakmayı hedefler.
İş Dünyasında Sürdürülebilirlik: Yenilik, Sorumluluk ve Uzun Vadeli Başarı
İş dünyasında sürdürülebilirlik, şirketlerin faaliyetlerini çevresel, ekonomik ve sosyal boyutlarda sürdürülebilir bir şekilde yönetme çabasını ifade eder. Bu çaba, sadece kâr odaklı bir yaklaşımdan ziyade, uzun vadeli başarı, etik sorumluluk ve çevresel bilinç temelinde şekillenir. İş dünyasında sürdürülebilirlik, çeşitli stratejiler ve uygulamalar aracılığıyla hayata geçirilmektedir.

Yeşil İnovasyon ve Teknolojik Gelişim: İş dünyası, çevresel etkileri azaltmak ve kaynakları daha etkili kullanmak için yeşil inovasyon ve teknolojik gelişmeleri benimsemektedir. Şirketler, ürünlerini ve hizmetlerini çevre dostu hale getirmek için yenilikçi çözümler ararlar. Bu, hem çevresel etkileri azaltmayı hem de rekabet avantajı elde etmeyi hedefler.
Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi: İşletmeler, sürdürülebilirlik ilkelerini tedarik zinciri boyunca entegre etmeye yönelik çabalar harcarlar. Mal ve hizmet sağlayıcılarından başlayarak, üretim süreçlerine kadar olan her aşamada çevresel ve sosyal etkileri göz önünde bulundurarak tedarik zinciri yönetimini sürdürülebilirlik açısından uygun şekilde düzenlerler.
Çevresel ve Sosyal Etki Raporlaması: Şeffaflık, sürdürülebilirlik çabalarının bir diğer önemli bileşenidir. Buna göre şirketler, çevresel ve sosyal etkilerini düzenli olarak raporlayarak paydaşlarına hesap verebilirlik sağlarlar. Bu raporlar, şirketin sürdürülebilirlik performansını değerlendirmeye ve iyileştirmeye yönelik bir çerçeve sunar.
Çevresel ve Sosyal Sertifikasyonlar: Birçok şirket, çeşitli çevresel ve sosyal sertifikalara başvurarak ürün ve hizmetlerinin sürdürülebilir standartlara uygun olduğunu kanıtlamaya çalışır. Bu sertifikalar, tüketicilere ve iş ortaklarına şirketin sürdürülebilirlik taahhüdünü güvence altına alma konusunda yardımcı olur.
Çalışan Katılımı ve İyi İşyeri Uygulamaları: İş dünyasında sürdürülebilirlik aynı zamanda çalışanlar arasında pozitif bir etki yaratmayı da içerir. Çalışanların sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlaması için şirketler, eğitim programları, çevresel bilinçlendirme kampanyaları ve sosyal sorumluluk projelerine aktif katılımı teşvik ederler.
Yatırımcı ve Pazar Taleplerine Yanıt: Sürdürülebilirlik, gün geçtikçe daha fazla yatırımcının ve tüketicinin odaklandığı bir konu haline gelmiştir. Şirketler, sürdürülebilirlik uygulamalarını benimseyerek, yatırımcıların ve tüketicilerin taleplerine yanıt verirler ve marka itibarlarını güçlendirirler.
Sürdürülebilirlik ve Toplum: Ortak Geleceğe Doğru Bir Adım
Sürdürülebilirlik ve toplum arasındaki ilişki, insanların yaşadığı ortamı koruma, sosyal adaleti sağlama ve ekonomik kalkınmayı destekleme çabasını içerir. Bu durum, bireylerin ve kurumların toplumlara karşı sorumluluklarını anlamalarını sağlar.
Toplumun Sürdürülebilirlikle İlişkisi
- Katılımcılık ve Güçlendirme: Sürdürülebilirlik, toplumun aktif katılımını ve karar süreçlerine güçlü şekilde dahil olmasını gerektirir. Bu sayede toplumun ihtiyaçları ve görüşleri, sürdürülebilirlik stratejilerinin belirlenmesinde önemli bir rol oynar.
- Eğitim ve Farkındalık: Sürdürülebilirlik, toplum üyelerinin çevresel, ekonomik ve sosyal konularda bilinçlenmesini amaçlar. Eğitim ve farkındalık yaratma çabaları, toplumun sürdürülebilirlik ilkelerini anlamasını ve benimsemesini sağlar.
Toplumsal Adalet ve Eşitlik
- Fırsat Eşitliği: Sürdürülebilirlik, toplumsal adalet ve fırsat eşitliğine vurgu yapar. Bu, tüm toplum üyelerine adil bir şekilde dağıtılan kaynaklar, hizmetler ve fırsatlar anlamına gelir.
- Cinsiyet Eşitliği: Cinsiyet eşitliği, toplum için kritik bir unsurdur. Kadınların ekonomik, sosyal ve politik süreçlere eşit katılımı, toplumsal denge ve sürdürülebilirlik açısından önemlidir.
Sosyal Sorumluluk Projeleri
- Şirketlerin Rolü: İşletmeler, sosyal sorumluluk projeleri ve topluma yönelik taahhütleri aracılığıyla sürdürülebilirlik çabalarına katkıda bulunurlar. Eğitim, sağlık, istihdam ve altyapı projeleri, işletmelerin toplumlarına pozitif etkiler yaratmalarını sağlar.
- Yerel İşbirlikleri ve Ortaklıklar: Sürdürülebilirlik, yerel topluluklarla kurulan güçlü işbirliklerini vurgular. Şirketler, yerel sivil toplum kuruluşları, hükümetler ve diğer paydaşlarla ortaklıklar kurarak toplumsal ihtiyaçları daha etkili bir şekilde karşılarlar.
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH)
- Birleşmiş Milletler’in Rolü: Birleşmiş Milletler’in belirlediği Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH), küresel düzeyde toplumların sürdürülebilirlikle ilgili ortak hedeflere ulaşmasını amaçlar. Bu hedefler, yoksulluğun azaltılması, eşitsizliklerin giderilmesi, iklim eylemi gibi konularda toplu bir çaba gerektirir.
Toplumsal Refah ve Sağlık
- Sağlıklı Yaşam Koşulları: Sürdürülebilirlik, toplumun sağlıklı yaşam koşullarına sahip olmasını içerir. Temiz su, sağlıklı beslenme, uygun konut ve sağlık hizmetlerine erişim, toplumun genel refahını artırır.
- Toplumsal Dayanışma: Sürdürülebilir toplumlar, dayanışma ve sosyal bağları güçlendirmeye odaklanır. Kriz durumlarında toplumların birbirine destek olabilmesi, bunun önemli bir göstergesidir.
Sürdürülebilirlik ve toplum arasındaki etkileşim, birbirini destekleyen bir döngü oluşturur. Toplumların sürdürülebilirlik ilkelerini benimsemesi, uzun vadeli bir refah ve denge sağlamak adına önemli bir adımdır.
Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin İncelenmesi
Birleşmiş Milletler tarafından ilk olarak 2000 yılında, sekiz başlıktan oluşan Milenyum Kalkınma Hedefleri ilan edilmiştir. Fakat bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için belirlenen süre 2015 yılında tamamlanmıştır. Bu sebeple Birleşmiş Milletler tarafından Küresel Amaçlar oluşturulmuştur. Bu hedefler, 2015 yılında üye ülkeler tarafından belirlenen, 17 hedeften oluşan bir dizi küresel hedeftir. 2030 yılına kadar dünya genelinde yoksulluğu sona erdirmek, eşitsizlikleri azaltmak, çevresel sürdürülebilirliği sağlamak ve barış içinde, adil bir dünya oluşturmak amacını taşır. 2016 yılının Ocak ayında yürürlüğe giren 17 hedef, toplam 169 adet alt hedeften oluşmaktadır:

1) Yoksulluğa Son
Yoksulluğa Son hedefi, yoksulluğu sona erdirmeyi ve herkesin insanca yaşayabileceği bir gelir düzeyine ulaşmayı amaçlar. Sosyal koruma sistemlerini güçlendirmek ve ekonomik kalkınma projelerini desteklemek bu hedefin ana unsurlarıdır. Sıfır Yoksulluk hedefi, yedi alt hedeften oluşmaktadır.

2) Açlığa Son
Açlığa Son hedefi, herkesin yeterli ve dengeli beslenme imkanlarına erişimini sağlamayı amaçlar. Gıda güvenliğini güçlendirmek, tarım verimliliğini artırmak ve küçük çiftçilere destek vermek bu hedefin odak noktalarıdır. Sıfır açlık hedefi, sekiz alt hedeften oluşmaktadır.

3) Sağlık ve Kaliteli Yaşam
Sağlık ve Kaliteli Yaşam hedefi, herkesin temel sağlık hizmetlerine erişimini artırmayı amaçlar. Bulaşıcı hastalıklarla mücadeleyi güçlendirmek ve anne-çocuk sağlığını korumak hedefler arasındadır. Bu hedef 13 alt hedeften oluşmaktadır.

4) Nitelikli Eğitim
Nitelikli Eğitim, herkesin yaşam boyu öğrenme fırsatlarına sahip olmasını ve eğitimde cinsiyet eşitsizliğini azaltmayı amaçlar. Okuryazarlık oranlarını artırmak ve eğitim kalitesini yükseltmek bu hedefin temel taşlarıdır. Nitelikli Eğitim hedefi 10 alt hedeften oluşmaktadır.

5) Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği hedefi, kadınların toplumsal, ekonomik ve politik yaşamda eşit katılımını sağlamayı amaçlar. Ayrıca eğitim ve iş fırsatlarına erişimi artırmak, cinsiyet temelli şiddeti ve ayrımcılığı azaltmak bu hedefin önceliklerindendir. Cinsiyet Eşitliği hedefi, dokuz alt hedeften oluşmaktadır.

6) Temiz Su ve Sanitasyon
Temiz Su ve Sanitasyon hedefi, temiz içme suyu ve hijyenik sanitasyona erişimi artırmayı amaçlar. Aynı zamanda su kaynaklarını sürdürülebilirlik açısından uygun şekilde yönetmeyi hedefler. Bu hedef, sekiz alt başlıktan oluşmaktadır.

7) Erişilebilir ve Temiz Enerji
Erişilebilir ve Temiz Enerji hedefi, ekonomik büyümeyi çevresel sürdürülebilirlikle uyumlu hale getirmeyi amaçlar. Ek olarak temiz enerji kullanımını teşvik eder. Bu hedef, beş alt hedeften oluşmaktadır.

8) İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme
İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme hedefinde, istihdam fırsatlarını artırmak temel amaçtır. Bununla birlikte iş dünyasında cinsiyet eşitliğini sağlamayı ve gelir eşitsizliğini azaltmayı amaçlar. Bu hedef, 12 alt hedeften oluşmaktadır.

9) Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı
Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı hedefi, sürdürülebilir sanayileşmeyi teşvik eder. Ayrıca altyapıyı geliştirmeyi ve teknolojik inovasyonu desteklemeyi amaçlar. Bu hedef, sekiz alt hedeften oluşmaktadır.

10) Eşitsizliklerin Azaltılması
Eşitsizliklerin Azaltılması hedefi, ülkeler arası ve toplumsal eşitsizlikleri azaltmayı ve gelir dağılımında adil paylaşımı hedefler. Bu hedef 10 alt hedeften oluşmaktadır.

11) Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar
Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar hedefi, şehirleşmeyi sürdürülebilir ve kapsayıcı hale getirmeyi amaçlar. Bununla birlikte afet risklerini azaltmayı ve şehirlerin direncini artırmayı hedefler. Bu hedef 10 alt hedeften oluşmaktadır.

12) Sorumlu Üretim ve Tüketim
Sorumlu Üretim ve Tüketim hedefi, sürdürülebilirlik kavramı ile uyumlu tüketim ve üretim modellerini teşvik etmeyi amaçlar. Ayrıca atık azaltma ve kaynak verimliliği sağlamayı hedefler. Bu hedef 11 alt hedeften oluşmaktadır.

13) İklim Eylemi
İklim Eylemi hedefi, iklim değişikliğiyle mücadeleyi, karbon emisyonlarını azaltmayı ve temiz enerji kullanımını artırmayı amaçlar. Bu hedef beş alt hedeften oluşmaktadır.

14) Sudaki Yaşam
Sudaki Yaşam hedefi, deniz ve okyanus ekosistemlerini korumayı amaçlar. Ek olarak su kirliliğini azaltmayı balıkçılığı desteklemeyi hedefler. Bu hedef 10 alt hedeften oluşmaktadır.

15) Karasal Yaşam
Karasal Yaşam hedefi, kara ekosistemlerini korumayı, biyoçeşitliliği desteklemeyi ve doğal yaşam alanlarını restore etmeyi amaçlar. Bu hedef 12 alt hedeften oluşmaktadır.

16) Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar
Bu hedef, hukukun üstünlüğünü sağlamayı, adil kurumları desteklemeyi ve şiddet, suç ve yolsuzlukla mücadeleyi amaçlar. Bununla birlikte güçlü, şeffaf ve etkili kurumların oluşturulması, toplum içinde adil bir düzenin sağlanması temel hedeftir. Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar hedefi 12 alt hedeften oluşmaktadır.

17) Amaçlar için Ortaklıklar
Amaçlar için Ortaklıklar hedefi, küresel işbirliklerini güçlendirerek sürdürülebilirlik kavramına katkıda bulunmayı amaçlar. Ek olarak finansal kaynakları artırmak, bilgi paylaşımını teşvik etmek ve kapasite oluşturmak için kamu, özel sektör ve sivil toplum arasında işbirliklerini destekler. Ortaklıklar Kurma hedefi 19 alt hedeften oluşmaktadır.

Her bir hedef toplumların, hükümetlerin, iş dünyasının ve diğer paydaşların bir araya gelerek küresel sorunlara çözüm bulma konusunda ortaklaşa çalışmasını amaçlar.
Türkiye’nin ve Dünyanın Sürdürülebilir Kalkınma Raporu
Her yıl BM Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı tarafından ülkelerin Sürdürülebilir Kalkınma Raporu yayınlamaktadır. Bu doğrultuda 2023 yılında yayınlanan rapora göre hedeflerin tamamında ciddi sapmaların bulunduğu görülmüştür. Bu şekilde devam edilmesi durumunda tüm kazanımların yok olabileceği anlaşılmaktadır. Özellikle iklim değişikliği, biyoçeşitliliğin kaybolması ve çevre kirliliği konularında çok hızlı önlemlerin alınması gerektiği değerlendirilmektedir.

166 ülke için yayınlanan 2023 raporuna göre Türkiye, 70.8 puanla 72. sıradadır. Ayrıca sıralamada Finlandiya 86.76 puan ile birinci olurken Güney Sudan 38,68 puan ile sonuncu olmuştur.

17 adet hedef, Türkiye için incelendiğinde 8’inde büyük zorlukların devam ettiği görülmektedir. Bununla birlikte 7’sinde önemli zorlukların devam ettiği, 2’sinde ise zorlukların devam ettiği gözlenmiştir. Hedefler arasında yalnızca açlığa son ve nitelikli eğitim başlıklarında gelişme sağlanmıştır.

Sürdürülebilir Kalkınma Raporu için veri alınabilen ülkelerin performansı hakkında interaktif harita üzerinde inceleme yapılması mümkündür.