Stres Hormonu : Gecede 100 Defa Uyanıyoruz!
Beynimizin nasıl çalıştığıyla ilgili pek çok araştırma yapmamıza rağmen hala bu konuya dair detaylara hakim değiliz. Bu araştırmalardan bir tanesi de uyku, stres ve anılarımız arasındaki ilişki üzerine. Uyku sırasında beynin gizemli işleyişini araştıran bilim adamları, beyin kimyasının gece boyunca nasıl değiştiğine dair büyüleyici bir keşif yaptılar. Biz farkına bile varmadan vücudumuzda artıp azalan ve anılarımızı hatırlamamızda etkili olabilecek bir hormon düşünün. İşte bu araştırma, stres hormonu olarak bildiğimiz noradrenalinin vücudumuzdaki değişimine odaklanmaktadır.
Belki de uykunun, içinde bulunduğunuz sürekli bir durum olduğunu ve sonra da uyandığınızı düşünüyorsunuz. Ama uyku sandığımızdan çok daha kompleks bir olay. Bilim adamları araştırma esnasında noradrenalinin gecede 100 defadan fazla uyanmanıza neden olduğunu tespit etti. Bunun tamamen normal uyku esnasında meydana geldiğini de ekleyelim.
Bilim Adamlarının Araştırması Neleri İçeriyor?
Copenhagen Üniversitesi’nden Celia Kjærby ve meslektaşları fareler üzerinde yaptığı araştırmalar sonucunda bu bilgilere ulaştı. Öncelikli olarak LED’lere bağlı optik fiberler ve genetik olarak tasarlanmış ışık reseptörleri kemirgenlerin beyinlerine yerleştiriliyor. Böylelikle uyku esnasında değişen noradrenalin seviyeleri tespit ediliyor. Bu nörotransmiter; stres, adrenalin ve odaklanma yeteneğimizle ilişkilidir.
Önceki çalışmalar noradrenalinin uyku sırasında inaktif olduğunu ileri sürmüştü. Ancak uyuyan farelerdeki noradrenalin seviyelerini izleyen bilim adamları, durumun farklı olduğunu keşfetti. Çalışma, tüm memeliler tarafından paylaşılan aynı biyolojik mekanizmalara odaklanmaktadır. Dolayısıyla bilim adamları, gözlemlerin insanlar için de geçerli olmasının mümkün olduğunu söylüyor.
Araştırmacılar, farelerdeki noradrenalin (stres hormonu) seviyelerinin uyku süresince değiştiğini tespit etti. Akabinde noradrenalin seviyeleri ile gece boyunca sürekli değişen uyanıklık derecesi arasında açık bir ilişki gözlemlediler. Düşük noradrenalin seviyelerinin uyku durumuna, pik seviyelerde ise beyinde kısa süreli uyanma durumuna karşılık geldiğini belirlediler. Nörolojik olarak uyanmanız normal çünkü bu çok kısa anlarda beyin aktiviteniz uyanık olduğunuz andaki ile aynı. Ancak bu uyanma o kadar kısa sürüyor ki uyuyan kişi bunu fark etmiyor bile.
Daha sonraki deneylerde bilim adamları, noradrenalin dalgalarının genliğini manipüle etmek için implantları kullandılar. Böylelikle en yüksek seviyelerde noradrenaline maruz kalan farelerin hafıza testlerinde en iyi performansı gösterdiğini kanıtladılar. Bunlar, farelerin nesneleri koklamalarını, uyumalarını ve sonra ne hatırladıklarını görmek için onları geri bulmalarını içeriyordu.
Araştırma Sonucu Elde Edilen Bulgular Neler?
Araştırma sonucunda fareler bir çeşit süper hafıza geliştirdi. Buna bağlı olarak önceki gün öğrendiklerini hatırlamakta daha az zorlandılar. Elbette bu, noradrenalin dinamiğinin hafızamızı etkileyen uyku süreçlerini güçlendirdiğini gösteriyor.
Bazı antidepresanların aslında noradrenalin düzeyini artırdığı bilinmektedir. Buna bağlı olarak bilim adamları, bu ilaçların hafızamızı etkilemesinin mümkün olduğunu işaret ediyor. Bu durum, alternatif ilaçların geliştirilmesinin depresyon tedavisinde ileriye dönük daha sağlıklı bir yol olabileceğini düşündürüyor. Daha geniş bir perspektifte, araştırma, hafıza söz konusu olduğunda uykunun faydalarına önemli bir ışık tutuyor.
Araştırmanın başındaki Maiken Nedergaard‘ın deyimiyle, uykunun önceki gün öğrendiklerimizi hatırlamamızı sağlayan kısmının özünü bulduk. Uykunun yenileyici (dinlendirici) kısmının noradrenalin dalgaları tarafından yönlendirildiğini artık biliyoruz. Noradrenalin dalgaları aynı zamanda hafıza için çok önemli olan kısa uyanışlarımızı oluşturuyor. Kısa uyanışların beyni sıfırladığını, böylece tekrar uykuya daldığımızda hafızamızın bilgi depolamaya hazır olduğunu söyleyebiliriz.
İlginizi Çekebilecek İçerik: “İnsanlığın Geleceği: Beyin-Bilgisayar Arayüzü”