Nikola Tesla : Sıra Dışı İcatlarla Hayatımızı Kolaylaştıran Dahi
Nikola Tesla, 1856 yılında Hırvatistan’a ait Smijlan şehrinde dünyaya gelir. Sırp asıllı Amerikan vatandaşı bir mucit ve elektrofizik uzmanıdır. Sıra dışı bir hafızaya sahip olduğundan 6 dil bilen çok değerli bir bilim insanıdır. Babası papaz olan Nikola’nın annesi okuma-yazma bilmese de o da kendisi gibi bir mucittir. Tesla’ya göre annesi de bir dâhiydi.
Nikola Tesla’nın Sıra Dışı Buluşları
Günümüzde kullanılan teknolojik aletlerin mucitlerini çoğumuz biliriz. Hemen hemen hepsinin yolu Tesla’nın araştırmalarıyla kesişmiştir. Hayatımızı kolaylaştıran birçok icadın temelini Nikola Tesla atmıştı. Alternatif akımdan floresan lambaya, arabalardaki hız ölçerden mikrodalga fırına, neon ışıklardan otomobillerdeki ateşleme sistemine, radara, elektron mikroskobuna ve bunun gibi 700’ün üzerindeki buluşa Nikola Tesla’nın imza attığını biliyor muydunuz? Bilmiyorsanız bile sizin suçunuz değil. Çünkü Tesla bunca buluşa imza atmasına rağmen kitaplarda adı nadiren geçer. Bu durumun sebeplerine ilerleyen kısımlarda değineceğiz. Özellikle elektriğin kablosuz taşınabilmesi gibi bir buluşu vardır ki, bunu kanıtlamış olması, ”Nikola Tesla neden bu kadar önemli?” sorusunun en çarpıcı cevabı niteliğindedir.
Radyoyu Marconi’nin, X ışınlarını Röntgen’in ve vakum tüp amplifikatörünü de Forest’in icat ettiğini biliyoruz değil mi? Tüm bu icatlarla birlikte lazer ve robot teknolojisi gibi devrim yaratan buluşlar Tesla’nın teorileriyle keşfedilmiştir. Daha önemli gördüğü elektriğin kablosuz taşınması konusuna odaklanan Nikola Tesla, patentlerinin çoğunun peşinden koşmamıştır bile.1909 yılında radyoyu icat ettiği için Nobel fizik ödülüne layık görülen Marconi hakkında Tesla şöyle diyordu: ”Marconi iyi bir dost. 17 tane patentimi kullanıyor. Bırakın devam etsin.” Üstelik Marconi’nin radyosu sadece sinyal iletiyordu. Tesla yıllar öncesinden ses iletimini de göstermişti. Gelin şimdi de Nikola Tesla’nın hayatına göz atarak sıra dışı buluşlarını inceleyelim:
Nikola Tesla ve Thomas Edison Arasındaki Akım Savaşları (Current War)
Nikola Tesla’nın hayatı araştırılırken ”Nikola Tesla lise mezunu mu?” sorusu çok sorulur. Graz’daki politeknik okulundan sonra Prag Charles Ferdinand Üniversitesi’nde elektrik eğitimi alan Tesla’nın her iki okuldan da mezun olamadığı söylenmektedir. Henüz 12 yaşındayken abisini kaybetmesi, üniversitedeyken babasının ölümü onu asosyal ve takıntılı biri haline getirmişti. Bazı kaynaklarda şizofrenik belirtiler gösterdiği bile yazmaktadır. Avrupa’nın artık kendisine yetmeyeceğini anlayan Nikola, sağlam bir referans ile New York’a gitmeye karar verir. Gideceği yer Thomas Edison’un yanıdır. Elindeki kağıtta ise kendisi hakkında övgüler dolu cümleler yazmaktadır. Bu doğrultuda Nikola Tesla, Edison tarafından işe alınmıştır.
O yıllarda Edison ampulün patentini yeni almıştı ve doğru akımla aydınlatma üzerine çalışmalar yürütüyordu. Fakat dağıtım sisteminin yetersiz oluşu çalışmanın ilerlemesini engelliyordu. Edison sorunun çözümü için Tesla’ya bir miktar para teklif etmişti. Nikola Tesla ise bu sorunu alternatif akım ile çözmüş fakat Edison verdiği sözü tutmamıştı. Çünkü Edison’a göre alternatif akım gereksiz bir teoriden ibarettir.
İlginizi Çekecek İçerik : ”El-Cezeri : Doğu Medeniyetinin Leonardo Da Vinci’si”
Westinghouse vs. General Electric
Edison’dan parasını alamayan Tesla istifa eder ve hayatını devam ettirebilmek için çukurlarda kazı yaparak yaşar. Bu işte tanıştığı arkadaşı tarafından A.K.Brown şirketinin sahibiyle tanıştırılır. Bu sayede Broadway’de bir laboratuvar ortamında jeneratör, transformatör, iletim hatları ve elektrik motorları hakkında çalışma şansı bulur. Daha sonra buluşlarını bu şirket vasıtası ile tescil ettirip kısa sürede 6 patent alır. Amerika’da katıldığı bir toplantıda yaptığı tek ve çok fazlı alternatif akım gösterisi büyük ilgi toplar. Bu toplantıda alternatif akımın doğru akıma göre elektrik iletimi konusunda üstünlükleri ortaya çıkar. Tek sorun alternatif akımın ticarileştirilmesidir. Edison’un sahibi olduğu ve halen çalışmalarına devam eden General Electric bunu yapmazdı. Eğer yapsalar kendileriyle çelişeceklerdi. Bu işi Edison’un rakibi olan ve halen varlığını sürdüren Westinghouse şirketi yapacaktı. Tesla’nın buluşlarına hayran kalan George Westinghouse alternatif akım patentlerine talip olmuştu.
Tesla’nın Westinghouse ile yaptığı işbirliğinden sonra Edison, teknolojik yetersizliğini örtebilmek için türlü oyunlara başvurur ve alternatif akımı karalama kampanyası başlatır. New York eyaletinin bulduğu yeni idam yönetimi elektrikli sandalyelerdi ve bu sandalyelerde alternatif akım kullanılıyordu. Hatta sokak hayvanları elektrik verilerek öldürülüyordu. Burada mesaj şuydu: ”Bu akım sizi öldürmeye yeter. Evinizde bunu mu kullanmayı istersiniz?”. Alternatif akım hakkında gerçekleşen gelişmelere kayıtsız kalamayan General Electric varlığını sürdürebilmek için Westinghouse şirketinden bir lisans almak zorunda kaldı. Böylece Tesla, akım savaşlarındaki ilk zaferini ilan etmiş oldu. Alternatif akımın ikinci zaferi ise gecikmedi. Niagara Şelalesi üzerinde ilk hidroelektrik santrali kurulumu gerçekleşti. Bu santral halen ABD ve Kanada’ya elektrik vermeye devam etmektedir.
Doğru Akım ve Alternatif Akım Arasındaki Farklar Nelerdir?
Bu kısımda Edison’un doğru akımı (DC) ve Tesla’nın alternatif akımı (AC) hakkında bilgi vermek gerekir. Doğru akım; dizüstü bilgisayarlarımızda, cep telefonlarımızda, şarj ettiğimiz veya pil kullanarak çalıştırdığımız her şeyde kullandığımız akım tipidir. Doğru akım basit olmasına karşın çok önemli bir kusuru vardır. Görece daha düşük voltaj üretmesi ve tel üzerinde yol alan akımın yaklaşık 800 metre sonra gücünü yitirmesi dezavantajlarıdır. Bu nedenle Edison, voltajı 100 Volt’a yükseltmek için her 800 metrede bir güç istasyonu kurmak zorundaydı ve bu da para demekti. Tesla’nın alternatif akım teknolojisinde ise bu tür sorunlar yoktu. 300.000 Volt üzerine çıkabilen transformatörler, büyük miktardaki elektrik kuvvetinin kilometrelerce uzağa taşınmasına olanak sağlamaktaydı ve diğer transformatörler de kuvveti aynı seviyede tutuyordu. Nikola Tesla hayatı boyunca elektriği evimizdeki prizlere kadar taşıyan alternatif akım ve kablosuz elektrik çalışmalarıyla uğraşmıştır.
Wardenclyffe Kulesi
1900 yılında yatırımcı J.P. Morgan’ın sağladığı mali destek sayesinde Tesla Telsiz Yayın Sistemi Wardenclyffe adındaki bir kulenin yapımına New York’ta başlandı. Bu kule dünyanın telefon ve telgraf servislerini bağlayacaktı. Tesla’nın en büyük hayali elektriğin kablosuz iletimiydi. Böylece enerji herkes için daha ucuz ve ulaşması kolay hale gelecekti. Morgan, kule yatırımı ile enerjinin çok ucuzlayacağını düşünmüştü. Bunun dünyaya bedava enerji anlamına geldiğini fark ettiğinde desteğini Tesla’dan çekti. Böylelikle insanlık tarihini değiştirecek olan bir buluş tarihe gömüldü.
Bu konuda halen çeşitli iddialara ortaya atılmaktadır. Nikola Tesla kablosuz elektrik iletimi deneylerinde 200 adet ampulü 25 mil uzaktan yakabilmiştir. Aslında Tesla’nın kablosuz elektrik çalışmasını başarıyla tamamladığı fakat geçmişte yaşanan sebeplerden dolayı, yani enerjinin ucuzlayacağı sebebiyle, bu bilgilerin gün ışığına çıkarılmadığı söylenmektedir.
İlginizi Çekecek İçerik : ‘Oppenheimer ve Nükleer Çağın Başlangıcı’
Tesla Bobini
Bugün Tesla Bobini ile küçük voltajlı elektriği rahatlıkla çok yüksek voltajlar halinde kablosuz olarak iletmemiz mümkündür. Nikola Tesla bu alet sayesinde insan sağlığını tehdit etmeyecek yüksek bir voltajı gökyüzüne göndererek toprak ile gökyüzü arasında bir elektrik gerilimi sağlamayı hedeflemiştir. Eğer amacınız ışık elde etmek ise elinize bir ampul almanız yeterli olacaktır.
Tesla’nın kablosuz elektrik iletimi dışında o kadar çok çalışması vardır ki, önem sırasına göre bahsetmek mümkün değil. Bir gün Ford ilk motorlu aracı ile gösteriş yaparken yanına giden Tesla, bu kadar büyük bir motora gerek olmadığını anlatmış fakat Ford kendini üstün gördüğünden Tesla’yı dinlememiştir. Bunun üzerine Tesla ateşleme sistemini icat etmiş ve Ford’a bunu göstermek zorunda kalmıştır. Fakat Tesla, bu sistemin de patentini Ford’a kaptırmıştır.
Sihirbaz Nikola Tesla
1898 yılında Tesla, Madison Square Garden’da dünyaya ilk uzaktan kumandalı model botu göstermiştir. Alanın ortasına büyük bir tank koyan Tesla, içini suyla doldurmuş ve 1 metre uzunluğunda anteni olan bir tekne koymuştur. Teknede bir radyo alıcısı vardır. Nikola Tesla, seyircilerin isteği doğrultusunda ileri gitme, sağa veya sola dönme, durma, geri gitme, ışıkları yakıp söndürme gibi çeşitli şeyleri uzaktan radyo kontrol sayesinde yapmıştır. Bu buluş temel alınarak günümüzde uzaktan kumanda ile kontrol edilebilen uzay mekikleri ve uydular geliştirilmiştir. Günümüzdeki uzay gemisi uzaktan kumanda merkezleri Nikola Tesla’nın yöntemini uygulamaktadır.
Tesla, artık buluşlarını bir sihirbaz edasıyla tanıtıyordu. Dünya çapında telsiz sistemi ve iyonosfer tabakası ile ilgili çalışmaları çağının çok ötesindeydi. Bu arada hala izlemeyen varsa Nikola Tesla’yı anlatan ‘Prestij’ adlı filmi izlemenizi şiddetle tavsiye ederiz.
İşte bir başka örnek daha! Tesla’nın bundan 100 yıl önce güneşten ve kozmik ışımalardan da elektrik üretilebileceğini ortaya koymuş olması ne kadar ilginç değil mi? Daha henüz biz bu teknolojiyi yeni yeni kullanmaya başlamışken…
HAARP Sistemi
İşte bir başkası! Tesla, bir alarm saati büyüklüğündeki cihaz ile binaları ve köprüleri birkaç saat içinde yerle bir eden teknolojiyi keşfetmişti. Günümüzde bilinen adıyla HAARP (High Frequency Active Auroral Research Programme) sistemi. Tesla dünyanın rezonansını da hesap etmişti. Bu hesaplamaların bilim insanları tarafından anlaşılıp onaylanması Tesla’nın buluşundan 50 yıl sonra gerçekleşti. Tesla, dünyanın rezonansıyla aynı frekansta titreşen buharlı bir osilatör icat etmişti. Bu sayede öyle yüksek gerilimler elde etti ki, yaptığı deneyler sırasında yaşadığı mahallede depremler oldu. Hatta bazı evlerde eşyaların esrarengiz bir biçimde havalandığı da söylenmekteydi. Bu icat günümüzde yapay depremler üretmek için kullanıldığı öne sürülen HAARP teknolojisinin atası sayılmaktadır.
Biz bahsetmekten yorulduk fakat Tesla keşfetmekten usanmamıştı. Amerikalılar savaş zamanında Alman denizaltılarını tespit etmek için Edison’dan yardım istemiştir. Tesla’nın önerisi olan enerji dalgalarını kullanma fikrine Edison şiddetle karşı çıkmıştır. Bunun üzerine radar sistemi 25 yıl geç keşfedilmiştir. Ayrıca 100 yıl önce elektron altı yükleri olan parçacıkların varlığını deneylerle ortaya koyan Tesla’ya nihayet 1977 yılında bilim insanları ‘kuarklar’ı bularak destek olmuştur.
Philadelphia Deneyi
Sırlarla dolu bir deney. New York’ta yarattığı depremler sonrasında Amerikan Hükümeti onun güçlü kitle imha silahları üretebilecek dehaya sahip olduğunu anlamıştı. Hükümet yetkilileri onu gözetim altında tutarak kendi gizli silah projelerinde çalışmak için zorladılar. Amaçları da görünmezlik etkisi yaratacak bir cihaz geliştirilmesiydi. Tesla 1930’lu yıllarda bu projede Macar matematikçi John Neumann ile ortaklaşa çalışmaya başladı.
İkilinin gerçekleştirdikleri ilk görünmezlik deneyi başarısız oldu. Ancak 1943 yılında hiçbir optik yanılsama yöntemi olmaksızın USS Eldridge gemisini içindeki personeliyle birlikte kaybetmeyi başardıkları söylenir. Üstelik radar bile artık onu göremiyordu. Deneyin tüm detayları Amerikan hükümetince gizlendiği için bunun nasıl başarıldığı günümüzde gizemini koruyor. Ancak geminin Philadelphia’da kaybolup çok uzaktaki Norfolk’ta ortaya çıktığı sonra tekrar Philadelphia’da görüldüğü kayda geçirildi. Hatta personelin bir kısmının asla geri dönemediği, tekrar dönenlerin ise büyük bir kısmında psişik yetenekler ortaya çıktığı anlatılıyordu. Bu deneyin insanlara zarar vereceğini anlayan Tesla, projeden hemen ayrılmış ve çok geçmeden esrarengiz bir ölümle hayata veda etmiştir.
Uzay ve zaman onun için bambaşka şeyler ifade eden iki sözcüktü. Ne uzayın ne de zamanın kuralları ona engel olabiliyordu. Bu kuralları süpürüp attığı gibi daha ileriye giderek evrenin doğasına ait gizemleri de keşfetmeye çalışıyordu. Manyetik alanları anladığında yüksek voltaj kullanarak uzay ve zamanı değişime uğratabildiğini görmüştü. Asıl hedefi diğer boyutlara bir kapı açabilmekti. Yani zaman yolculuğundan bahsediyordu.
Deney Kazası
Nikola Tesla bir deneyinde yaşanan kaza sonucunda yanlışlıkla 3.5 milyon voltluk elektrik akımına maruz kalmış, bir süre bilincini yitirmişti. Tabii dışarıdan izleyenler böyle söylüyorlardı. Aslında olan şuydu; vücudundan geçen akımın etkisiyle yankısal elektromanyetik yüklemeye maruz kalmıştı. Durumunu kendi sözleriyle şöyle ifade ediyordu: “Bilincimi yitirmedim. Aksine kendimi, geçmiş, bugün ve geleceği aynı anda deneyimlerken buldum.” Ona göre, bedeni şuursuz ve hareketsiz bir halde yatarken, aslında zihni zaman çizgisinin dışına taşmıştı. Böylece yüksek gerilim ve frekansın bilinmeyen yönleriyle ilgilenmeye, kozmik yapının tehlikeli boyutlarına doğru kaymaya başladı. Sonradan yaptığı bazı deneylerde, vücudundan 10.000 volt elektrik geçirerek elinde tuttuğu ampulü yakabildiğini gösterdi. Deney sırasında yüksek frekans cihazlarını kullanıyor, diğer eli de çoğunlukla cebinde duruyordu. Cebindeki elin sırrı hiçbir zaman çözülemedi.
İlginiz Çekecek İçerik : ‘Kendi Buluşlarıyla Ölen 20 Şanssız Mucit ve İcatları’
Nikola Tesla’nın Sosyal Hayatı
Nikola Tesla’nın teknik dehasının yanında kişisel özellikleri de önemli ve ilginçti. Bu konuda en güzel örneği Einstein veriyor. Einstein’a dünyadaki en zeki insan olmak nasıl diye sorduklarında ‘’Bilmiyorum, Tesla’ya sorun.’’ şeklinde cevap vermiştir. Ünlü yazar Mark Twain de Tesla’ya büyük saygı duyuyordu ve onun nadir arkadaşlarından biriydi. Söylentiye göre bir gün Twain’in hazımsızlık çektiğini ve tuvalete çıkamadığını bilen Tesla, Twain’i laboratuvarına çağırmış ve icat ettiği cihazlardan bol titreşimli ve müshil etkisi yaratan bir tanesinde Twain’i bekletmiş ve tuvalete koşarak gitmesine yardımcı olmuştur.
Tesla iyi giyimli, yakışıklı ve esprili olması sebebiyle de ABD sosyetesinin ilgi odağıydı. Başarılı bir insanın iyi giyinmesi gerektiğine inanırdı. Fakat kadınlarla pek arası yoktu.
İlginizi Çekecek İçerik : ‘Solvay Konferansı: Einstein ve Bohr Arasındaki İkonik Tartışmalar’
Nikola Tesla’nın Vedası
İkinci dünya savaşı sırasında buluşlarının kitle imha silahlarına dönüştürülmesinden korkuldu. 100 yaşına gelince zihnindeki her şeyi insanlarla paylaşacağına söyleyen Tesla’nın ömrü buna yetmedi. Son dönemlerini borç içerisinde New Yorker Oteli’nin bir odasında geçirerek 86 yaşında hayata veda etti. Para yönetimi konusunda oldukça kötüydü.
Amerikan hükümeti Nikola Tesla’nın ölümünün ardından tüm çalışmalarına el koymuştur. Amerikan vatandaşı olmasına rağmen ‘’Yabancılar Mülk Edinme Yasası’’ ona karşı işletilmiştir. Elde edilen tüm dokümanlar gizli belge statüsünde halen inceleme altındadır.
Bugün etrafımıza baktığımızda elektrikle alakalı her olayda emeği bulunan bu dahi yaşasaydı, etrafımızda oksijen gibi dolanan ve insan sağlığına hiçbir zararı olmayan bir elektrik akımı olacaktı. Kazandığı tüm parayı insanlara faydalı olan icatlar üretmek için harcayan bu büyük insan maalesef tarihin tozlu sayfalarında yerini almış durumda. Buna en iyi örnek, halen birçok insanın Edison’u elektriğin mucidi olarak görmesidir. Bugün Tesla’nın o tozlu sayfalardaki fikirleri tekrar gözden geçirilerek teknoloji üretiminde kullanılıyor. Tesla halen New Yorker Oteli’nin 33. katında bulunan 3327 numaralı odada keşfedilmeyi bekliyor. Bir gün yolunuz düşerse mutlaka ziyaret edin. Fakat dikkatli olun. Çünkü yan odadaki FBI ajanları sizi dinliyor olabilir.
Tesla’nın Takıntısı: 3-6-9 Teorisi
Tesla’nın New Yorker Oteli’nde vefat ettiği odanın numarası ile 3-6-9 sayıları arasında pekala bir ilişki kurabiliriz. Fakat altında bilimsel bir ifade aramamak gerekir. ”3, 6, 9 sayılarının ihtişamını anlayabilirsek evrenin anahtarına sahip olabiliriz.” sözü her ne kadar Tesla’ya atfedilse de böyle bir cümlesi olduğuna dair net bir kanıt yok. Fakat bu durum Tesla’nın 3,6 ve 9 sayılarına takıntılı bir insan olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bununla birlikte sosyal hayatında da 3 ve 3’ün katları şeklinde uygulanabilen davranışlar sergiliyordu. Tesla için enerji, titreşim ve frekans en çok değer verdiği üçlüydü.
Nikola Tesla Müzesi
Tesla’nın vefat ettiği odadan bahsetmişken Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da bulunan Nikola Tesla Müzesi hakkında da birkaç bilgi vermek isteriz. Tesla’nın orijinal çalışma belgelerinin, deneylerde kullandığı ekipmanların ve kişisel eşyalarının sergilendiği müze oldukça etkileyici. Deney düzenekleri hakkında bilgi aldıktan sonra Tesla bobiniyle kablosuz elektrik deneyini yapma şansını da bulabilirsiniz. Yolunuz düşerse, Tesla’nın küllerinin yer aldığı vazoya da selam vermeden geçmeyin.
Bir keresinde, Edison’un çalışma yöntemleri hakkında şöyle konuşmuştu: ‘’Edison, bir samanlıkta kayıp bir iğneyi bulmak durumunda olsa bir bal arısı çalışkanlığı ile tüm samanların altına tek tek bakarak söz konusu iğneyi bulmaya çalışır. Ben bilimsel çalışmalarında buna sık sık tanık olurdum. Oysa biraz teorik çalışma, biraz da hesaplama yapmak suretiyle harcadığı vakit ve emeğin yüzde doksanından tasarruf edebilirdi.’’
Varlığını insanoğlunun geleceğine adayan bu eşsiz bilim insanının hak ettiği değer gerek geçmişte gerekse günümüzde tam olarak verilememiştir. Nedendir bilemeyiz fakat elektrik lobisinin bize öğrettiği isim Edison’dur. Tesla’ya en büyük komplo kuranlar listesinin başında da Edison vardır. Bu yüzden onu doğru anlamak ve anlatmak, kendisine gösterilmesi gereken saygı açısından büyük önem taşıyor.
Bu değerli bilim insanının; ‘Nefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi, bütün dünyayı aydınlatırdı.’ sözüyle makalemizi tamamlarken, son zamanlarda oldukça popüler olan ‘Maglev Trenleri’ hakkındaki araştırma yazımızı incelemenizi öneririz.