Milli Muharip Uçak KAAN Teknik Özellikleri ve Geliştirme Aşamaları
Milli Muharip Uçak KAAN, ilk uçuşunu 21 Şubat 2024 tarihinde sabah saatlerinde başarıyla gerçekleştirmiştir. Türk havacılık tarihinin önemli aşamalarından biri olarak kayıtlara geçen uçuş sayesinde projede yeni bir aşamaya geçilmiş oldu. Bütün süreçlerin sorunsuz bir şekilde devam etmesi halinde ilk uçaklar 2028 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hizmetine girmeye başlayacak. Böylelikle Türkiye, 5. nesil savaş uçağı üreten ve kullanan ülkeler arasında yerini almış olacak.
Milli Muharip Uçak KAAN Teknik Özellikleri
TF-X programı, yerli bir beşinci nesil savaş uçağı geliştirmek amacıyla ilk olarak Aralık 2010’da başladı. En başından beri, stealth (gizlilik) özellikleri, gelişmiş aviyonikler ve yüksek düzeyde performans hedefleniyordu. Mevcut durumda gizlilik açısından TF-X’in, F-22 veya F-35 ile aynı seviyede olması beklenmiyor.
Milli Muharip Uçak tamamlandığında çok büyük bir kısmı yerli tasarım ve üretim olacaktır. İlk etapta F-16 motorlarıyla uçması planlanan KAAN için Türk-İngiliz yapımı bir motor üzerine de çalışılıyor. Daha sonra ise motorun tamamen yerlileştirilmesi planlanıyor. KAAN’a ait bütün sensör, avyonik, elektronik ve mühimmatların da yerli olacağını belirtelim. Burun kısmında ise Aselsan üretimi AESA radarının yer alması planlanmaktadır.
KAAN, F-22 Raptor‘dan küçük olsa da 21 metre uzunluk ve 14 metre kanat açıklığıyla F-35‘ten biraz daha büyüktür. Yapısal tasarıma baktığımızda da kanatların gövdeyle olan bağlantılarının F-35’lere olan benzerliği dikkat çekiyor. Projede yapılan ilk tasarımlara kıyasla güncel tasarımda motorlar arasındaki boşluk artmış durumda. Buranın kullanımıyla ilgili birkaç ihtimal var. İlk akla gelen uçak menzilini artırmak için yakıt deposu olma ihtimali. Bir diğer seçenek motorların termal karakteristiklerine katkı sağlama düşüncesi. Ayrıca dahili silah istasyonu olarak kullanımı gibi bir seçeneğin de söz konusu olabileceği değerlendirilmektedir.
Milli Muharip Uçak KAAN Projesi Geliştirme Aşamaları
2010’lu yıllar için F-16’lar güncel ve yeterli bir uçaktı diyebiliriz. Ancak 2020-2030’lu yıllar için güncel teknolojilere sahip yeni bir uçağa ihtiyaç vardı. Türkiye mevcut bir projeyi desteklemek ya da hazır bir uçak satın almak yerine, kendi uçağını geliştirmek üzere çalışmalara başladı. Yeni uçağın kavramsal tasarım çalışmaları 2011 ve 2013 yılları arasında gerçekleşti. Ardından 2013 yılında MMU Projesi resmi olarak başladı.
Türkiye daha önce bu kadar kapsamlı ve büyük bir proje için girişimde bulunmamıştı. Dolayısıyla yeterli alt yapı ve tecrübeye sahip değildi. Bu nedenle partner firma olarak İsveçli Saab firması ile görüşmeler başladı. Kavramsal tasarım aşamaları sonucu ortaya çıkan 3 farklı tasarım üzerinde durulmaktaydı. Ancak politik sebeplerden dolayı Türkiye – İsveç ilişkileri gerilince görüşmeler sona erdi. Türkiye bir müddet çalışmaları kendi başına yürüttükten sonra İngiliz BAE Systems firmasıyla anlaşmaya vardı. Ancak projenin belli aşamasına kadar destek alındıktan sonra söz konusu ortaklığın sonra ermesi planlanmıştır.
2016 yılında ise tam ölçekli geliştirme aşaması başladı. MMU Projesi başladığında, Türk Hava Kuvvetleri’nin beşinci nesil avcı uçağı talebi acil ihtiyaç kapsamında değildi. F-35 programının ortağı olarak Türkiye 100 adet F-35A almayı planlıyordu. Kısa kalkış ve dikey iniş (STOVL) yeteneğine sahip F-35B varyantıysa Türk Deniz Kuvvetleri için temin edilecekti. Ancak Türkiye, Rus S-400 hava savunma sistemlerini satın almaktan vazgeçmeyi reddetti. ABD bu hava savunma sistemlerinin önemli bir güvenlik riski oluşturduğunu düşünüyordu. Bunun sonucunda Türkiye 2019 yılında F-35 programından çıkarılmıştır. F-35 bileşenlerinin üretiminde önemli bir yeri olan Türkiye’nin rolü de kademeli olarak sona erdi.
Yakın Dönemde Milli Muharip Uçak Projesi’nde Yaşanan Gelişmeler
2022 yılının Kasım ayında (TUSAŞ) tarafından inşa edilen yeni nesil TF-X avcı uçağının ilk prototipinin şekillenmeye başladığı basına yansıdı. İlk bakışta uçağın kanat ve gövde boyutları dikkat çekiyordu. Programın motor geliştirme ve çeşitli elektronik sistemlerde önemli engellerle karşılaşacağı neredeyse kesindi. Ancak 2028 yılında hizmete giriş hedefini sürdürmek istiyorsak bu engellerin hızlıca aşılması gerekiyordu.
Milli Muharip Uçak TF-X’in ilk prototipi için Ankara’da TUSAŞ tesislerinin montaj hattında gövde ve kanatlar bir araya getirilmiştir. Dışa eğimli kuyruk kanatları, yatay dengeleyiciler ve ikiz motorlar o sırada uçak üzerinde bulunmuyordu. 21 Kasım 2022’de TUSAŞ tarafından montaj hattından paylaşılan videoda kokpit camının takılı olduğu ancak aviyonik ve fırlatma koltuğunun henüz montajının tamamlanmadığı gözükmekteydi. Bu bağlamda 2019 yılında bütün dünyaya tanıtılan mock-up ile montaj hattındaki uçak arasında ciddi farklılıklar bulunuyordu. Söz konusu mock-up 19 metre uzunluğuna ve 12 metre kanat açıklığına sahipti. Ancak TUSAŞ’ın yayınladığı videoda bu rakamların değiştiğini görmüştük.
17 Mart 2023’te ilk kez piste çıkan MMU’nun adı 1 Mayıs 2023’te KAAN olarak duyurulmuştur. Geçen süreçte KAAN, Türk mühendisleri tarafından gök vatanla buluşturulmak için birçok teste tabi tutuldu. Fırlatma koltuğu testleri, kontrol yüzeylerinin atalet ve statik testleri, tam boy statik testi, iniş takımı düşürme testleri, aviyonik sistem testleri ve yakıt testleri ile birlikte motor çalıştırma testleri yapıldı. Milli Muharip Uçak KAAN, ilk uçuşunu 21 Şubat 2024 tarihinde sabah saatlerinde başarıyla gerçekleştirmiştir. Türk havacılık tarihinin en önemli aşamalarından biri olarak kayıtlara geçen uçuş sayesinde projede yeni bir aşamaya geçilmiş oldu.
Milli Muharip Uçak KAAN İçin Hangi Motor Kullanılacaktır?
Motor, şüphesiz ki böyle bir projenin en önemli ve en kritik parçası konumunda. TF-X için hangi motorun seçileceği farklı kavramsal tasarım çalışmalarından dolayı en başta belirsizdi. Ancak daha sonra çift motorlu olmasına karar verildi. Uçağın boyutlarının çok büyük olması sebebiyle de güçlü motorlara gereksinim vardı. Bunun üzerine milli imkanlarla yerli bir motor geliştirilmesi için Savunma Sanayi Başkanlığı tarafından 2022 Temmuz ayında yerli motor geliştirmesiyle ilgili ihale açıldı. İhaleye TUSAŞ’a ait olan TR Motor Güç Sistemleri ve Kale Grup-Rolls-Royce ortaklığı teklif sundu. Daha önce hassas teknoloji ve fikri mülkiyet haklarının devri konusunda Türkiye ile İngiltere arasında anlaşmazlıklar yaşandığını da hatırlatalım.
Türkiye’nin artık F-35 Programında yer almaması, TF-X programını daha da önemli hale getirdi. Türkiye, projede gecikme yaşanmaması için ara çözüm olarak başka bir motor arayışına girdi. Nihayetinde KAAN’a güç sağlamak için General Electric’in F110 motorları seçildi. Ancak ABD-Türkiye ilişkilerinin bir süreliğine bozulması motor tedariki konusunda tereddüt yarattı. Akabinde ilk 3 prototip için gerekli olan 6 adet F110 motorları tedarik edildi.
Neden F110 Motorları Kullanılıyor?
İlk olarak, testleri yapılması planlanan uçağı uçuracak güçte bir motor olduğu için tercih ediliyor. İkinci olarak F110-100 ve F110-129 varyantları Türk F-16 C/D savaş uçaklarının güç ihtiyacını karşılıyor. Yani Türkiye bu motorlarla ilgili çok iyi bir tecrübeye sahip. Halihazırda Türkiye’de zaten lisans anlaşması altında F110 motorlarının parça üretimi, montaj ve testleri de yapılıyor. Dolayısıyla bu tercih, bakım ve lojistik talepleri açısından Türkiye’nin elini güçlendirecektir. Ancak ilerleyen dönemlerde ABD’nin TF-X için bu motorun tedarikini destekleyeceğine dair bir garanti yok.
Geçmişte bir Rus motorunun alınması söz konusuydu. Ancak Ukrayna’daki mevcut savaş, yaptırımlar ve Moskova’nın uluslararası toplum tarafından dışlanması, bunun artık düşük bir ihtimal olduğu anlamına geliyor. Şu anki durumda TEI, TRMotor ve Ukraynalı bazı firmalar ile motor geliştirme çalışmaları devam ediyor.
Son olarak, neden ciddi maliyetlere katlanarak yeni motor geliştirdiğimize değinelim. F110 motorları 5. nesil savaş uçakları için uygun yapı ve karakteristiklere sahip değildir. Örneğin stealth özelliği, düşük radar ekosu, daha iyi termal optimizasyon, sesüstü hız (supercruise) gibi. Bu sebeple F110 motorları sadece projede gecikme olmaması adına geçici bir çözüm. Ancak yeni motor geliştirme işinin çok zorlu ve uzun bir süreç olduğu da aşikar.
Milli Muharip Uçak Projesi Hayata Geçene Kadar Hava Filomuz Nasıl Desteklenecek?
Türkiye, ABD’den tedarik edeceği F-35A savaş uçakları ile eskiyen F-4E-2020 Terminatör jetlerinin yerini doldurmayı planlıyordu. Fakat F-35‘in bir anda denklemden çıkmasıyla mevcuttaki F-16 filosundan daha fazla yararlanma seçeneği önemli hale geldi. Buna orta yaş güncelleme programının yanı sıra 40 yeni F-16 Block 70 satın alma planı ve mevcut F-16 C/D’lerin 79 tanesini Block 70 seviyesine yükseltilmesi de dahil.
Söz konusu F-16 Block 70 ve yükseltme kit temininin, KAAN projesinin seri üretime geçene kadar hava filomuzdaki boşluğu doldurması öngörülmektedir. Ancak Türkiye-ABD arasındaki ilişkilerin stabil olmaması nedeniyle her ne kadar anlaşma sağlanmış olsa da bazı belirsizlikler devam ediyor. Bu sebeple, Türk Hava Kuvvetlerinin geleceği büyük ölçüde KAAN’ın başarılı olmasına bağlı gibi duruyor.
Uzun vadede de olsa avcı jetlerine bir başka alternatif Bayraktar Kızılelma. Ülkemizin ilk insansız savaş uçağı olarak lanse edilen projenin tasarım ve geliştirme aşamaları devam ediyor. Ayrıca yurtdışından Eurofighter Typhoon savaş uçaklarının tedarik edilmesi de gündemdeki yerini koruyor.
Yeni bir savaş uçağı geliştirmek büyük bir projedir ve çok maliyetlidir. Özellikle de bunu tek başınıza yapmaya karar verdiyseniz mali açıdan oldukça zor bir süreç. Bu sebeple Türkiye’nin TF-X programını zamanında tamamlamak için bazı ortaklıklar kurması da gündeme gelebilir. Mevcut durumda, Türkiye’nin yeni savaş uçaklarına olan ihtiyacı giderek artıyor. Milli Muharip Uçak KAAN’ın Türkiye’nin 5. nesil savaş uçağı ihtiyacını karşılaması için çalışmalar yoğun bir şekilde devam ediyor. İlerleyen dönemlerde KAAN’ın 6. nesil bir savaş uçağına dönüştürülmesi için de çalışmalar gerçekleştiriliyor.