Hibrit ve Elektrikli Araç Arasındaki Farklar Nelerdir?
Çevreci yaklaşımlar sebebiyle fosil yakıtlara ulaşımın zorlaşacak olması hibrit ve elektrikli araç kullanımını yaygın hale getirmeye başladı. Elektrikli araçlar, elektrik motorları ve bataryalar aracılığıyla hareket sağlar. Bu sayede sıfır emisyonlu sürüş deneyimi sunarak çevreye zararlı gaz salınımını minimum seviyede tutarlar. Hibrit araçlar ise içten yanmalı motorlarla birlikte elektrik motorlarını kullanarak daha iyi yakıt verimliliği ve düşük emisyon seviyeleri sunar.
Hibrit araba üreten firmalar oldukça köklü firmalardır. Fakat elektrikli araba üreten firmaların en önemlisi Tesla için henüz çok yeni bir firma diyebiliriz. Tesla dışında diğer köklü otomobil firmalarının da elektrikli araç projeleri günden güne artıyor. Hibrit ve elektrikli araç arasındaki farklar nelerdir? Araç satın alırken hibrit mi yoksa elektrikli araba mı tercih edilmelidir? Hibrit ve elektrikli araçlar nasıl çalışır? Tüm bu soruların cevabını yazımızda bulabilirsiniz.
Hibrit Araçların Özellikleri
Oldukça popüler olan hibrit araçlar iki tip motorun aynı araç üzerinde bulunduğu otomobillerdir. Bu özellik, elektrikli ve içten yanmalı motorların birlikte kullanılmasıyla sağlanır. Hibrit arabalar hareket halindeyken, düşük hızlarda sadece elektrikli motor kullanır. Yüksek hızlarda ise benzinli motor devreye girmektedir. Yani aracınızın sürüş ihtiyacına göre her iki motor da görev tanımı doğrultusunda devreye girip çıkmaktadır.
Hibrit sistem, özellikle araçların ilk kalkış anında, trafiğin yoğun olduğu anlarda ve şehir içi kullanımlarda fosil yakıtlı otomobillerin tükettiği yüksek yakıt miktarının önüne geçer. Klasik tipteki içten yanmalı motora ihtiyaç duyulmaması, hibrit otomobillerin hafif olması açısından avantajdır. Dünyada en çok ilgi duyulan hibrit araçlar Volvo XC90, Hyundai Santa Fe, Kia Niro, Lexus RX 450h ve Toyota Yaris olarak gösterilmektedir.
Hibrit Arabalar Nasıl Çalışır?
Hibrit araçlarda elektrik motoru, benzinli motora seri veya paralel bağlıdır. Sisteme ait hibrit güç düzenleyicisi, akü ve elektrik motoru arasındaki etkileşimi sağlar ve aracın güç kaynağını besler. Bu otomobillerin ilk çalıştırılma ve kalkış anında öncelikle elektrik motoru devreye girer. Bu aşamada fosil yakıt kullanılmaz ve araç çok düşük seviyede bir ses izi ile çalışır.
Hibrit araçlarda aküdeki elektrik enerjisi azaldığında benzinli motor otomatik olarak devreye girer. Bu esnada elektrik motoru kendisini doldurur. Kullanılan benzinli motor, klasik içten yanmalı motorlara göre daha düşük kapasiteli olduğundan yakıt tasarrufu sağlamaktadır. Ayrıca emisyon salınımı çok düşük seviyededir. Bu durum genellikle fren yapıldığında gerçekleşir. Tam hibrit araçlarda bataryanın şarj edilmesi amacıyla rejeneratif fren sistemi ve benzinli motor kullanılmaktadır. Rejeneratif fren sistemi sayesinde frene her basıldığında ortaya çıkan enerji bataryalarda depolanmaktadır.
Hibrit sistemde yer alan elektrik motorunun menzilini yükseltmek için tasarlanan plug-in hibrit sistemlerde, bataryalar dışarıdan bir priz yardımıyla şarj edilebilmektedir. Plug-in hibrit araçların elektrik motoru daha güçlü ve pili daha büyüktür. Fakat bir içten yanmalı motora sahip olduğu için ÖTV avantajı yoktur. BMW i8, ülkemizde plug-in hibrit araç olarak satışa sunulan bir araçtır.
Yarı hibrit otomobillerde ise elektrik motoru benzinli motora destek sağlaması amacıyla kullanılmaktadır. Bu sistemde araç, elektrik motoru ile harekete başlayamaz.
Hibrit araçların dezavantajlarından bahsetmek gerekirse; sistem henüz yaygın bir şekilde kullanılmamaktadır. Arıza durumlarında da yeni bir sistem olması sebebiyle maliyetler yüksek olacaktır. Ayrıca hibrit araçların ilk satış maliyeti de direkt fosil yakıtlarla çalışan araçlara göre daha fazladır. Ek olarak herhangi bir vergi avantajı bulunmamaktadır. Benzin fiyatlarının düşmesi, hibrit araç satışını olumsuz etkiler.
Elektrikli Araçların Özellikleri
Elektrikli arabalarda hibrit araçlardan farklı olarak sadece elektrikle çalışan bir adet motor bulunmaktadır. Elektrik enerjisinin depolandığı akü ihtiyaç halinde şarj edilmektedir. Sistem tamamen sessiz çalışır. Ayrıca elektrikli arabalarda her hızda maksimum seviyede tork açığa çıkar. Bu sebeple araçlar çok ataktır. Sürüş şekline ve trafik yoğunluğuna bağlı olduğundan menzil hakkında net bir şey söylenmesi mümkün değildir.
Elektrikli araçları ön plana çıkaran en önemli özellikler, fosil yakıt kullanılmaması sebebiyle emisyon salınımı yapmamaları ve çevreci teknolojiye sahip olmalarıdır. Az sayıda hareketli parçaya sahip olduklarından daha az bakım gerektirmektedir. Parça sayısı ve boyutlarının küçük olmasından dolayı aracın kullanım alanı da daha fazladır. En büyük dezavantajı ise batarya bittiğinde aracın yolda kalacak olmasıdır. Bu sebeple şarj istasyonlarının yaygınlaşması gerekmektedir. Batarya üretiminin ise oldukça zor ve çevreye zararlı bir proses olduğunu hatırlatalım.
Elektrikli Arabalar Nasıl Çalışır?
Gaza basıldığı anda bataryalardaki doğru akım, motora güç sağlamak amacıyla invertör tarafından alternatif akıma çevrilmektedir. İhtiyaç duyulan alternatif akım miktarı, gaza basılınca oluşan sinyaller ile bildirilmektedir. Frene basıldığında ise alternatör haline gelen motor, güç üreterek bataryaların şarj edilmesini sağlar.
Elektrikli araçlarda enerji genel olarak iki farklı yöntemle elde edilmektedir. Bu yöntemlerden birincisi batarya kullanımıdır. Batarya kullanılan elektrikli otomobillerde indüksiyon motoru bulunmaktadır. Bataryadan gelen elektrik, indüksiyon motoru sayesinde hareket enerjisine dönüşür. Tesla Model 3, Model X, BMW i3, Renault Zoe, Mercedes-Benz EQC bu sisteme örnektir.
İkinci yöntem ise daha çok Uzak Doğu Asya ülkelerinde bulunan firmalar tarafından geliştirilen hidrojen yakıt pili kullanımıdır. Hidrojen yakıt pili kullanılan elektrikli arabalarda depoya doldurulan hidrojenin reaksiyona girmesiyle otomobil hareketine başlar. Hyundai Nexo bu sisteme örnektir. Benzin doldurur gibi hidrojenin doldurulduğu bu yöntem hidrojen istasyonları için altyapı gerektirir. Ayrıca, hidrojenin yanıcı ve uçucu olması sebebiyle güvenlik riskleri barındırır. Elon Musk bu teknoloji için ‘salakça’ ifadesini kullanmıştır. Bataryalı sisteme göre performansı daha düşüktür. Hidrojen yakıt pili kullanılan elektrikli otomobilin ilk örneği Toyota Mirai‘dir. Bu sistem, elektrikli motorları öne çıkaran milisaniyelik tepki süresi ve ani torku kullanamaz. Çünkü gaza basılması ile hidrojenin elektriğe çevrilip motora aktarılması, pilde mevcut elektriği direkt kullanmaktan çok daha uzun sürmektedir.
Elektrikli arabaların yaygınlaşmasındaki en önemli engel şu an için yüksek satın alma maliyetleridir. Bu durum, kısa vadede masraflı gözükse de uzun vadede benzin harcanmayacağı ve elektriğin daha ucuz bir enerji kaynağı olduğu düşünülürse ekonomik yönden avantaj sağlamaktadır. Ayrıca ÖTV oranı da içten yanmalı motorların ÖTV oranlarına göre oldukça avantajlıdır. Bununla birlikte herhangi bir emisyon salınımı veya içten yanmalı motoru olmadığından yıllık MTV’den de muaftır.
Hibrit ve elektrikli araç teknolojileri ile birlikte eVTOL hava taksi projeleri de önemli aşama kaydetti. Bu projeler hakkındaki son gelişmeleri öğrenebilmek için ‘Dünyanın En İyi eVTOL Hava Taksi Geliştirme Projeleri’ başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.